TCK MADDE 138 VERİLERİ YOK ETMEME

(1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) (Ek: 21/2/2014-6526/5 md.) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

TCK MADDE 138’İN GEREKÇESİ

Bu madde hükmü ile hukuka uygun olarak kaydedilmiş olan kişisel verilerin kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına rağmen yok edilmemesi, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.

TCK MADDE 138 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2017/19565
Karar : 2019/15330
Karar Tarihi : 08/10/2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
İddianamede açıklanıp hükümlerde kabul edilen eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24/01/2014 tarih ve 1 sayılı kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi daha önce hükümleri inceleyerek bozma kararı veren Yüksek 8. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, DAİREMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2015/14676
Karar : 2019/14955
Karar Tarihi : 02/10/2019

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Şantaj, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen şantaj ve sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK’nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşıldığından katılan … vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2019/18789
Karar : 2019/11735
Karar Tarihi : 25/09/2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

1) Amire Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükümünün temyiz incelenmesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK’nin 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
Kanuna aykırı ve sanık ile sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca, hükmün 2. maddesinin 4. bendinde yer alan “…taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının sanıktan tahsil edileceğine, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” cümlesinin çıkartılıp yerine “taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilebileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarına” ibaresi yazılması suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Astlık-Üstlük Münasebetlerini Zedelemeye, Amir ve Komutanlara Karşı Güven Hissini Yok Etmeye Matuf Olarak Alenen Tahkir veya Tezyif Edici Fiili ve Harekette Bulunmak suçundan kurulan mahkumiyet hükümünün temyiz incelenmesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık hakkında atılı suçu işlediği sabit görülerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın atılı suçu işlemediğini savunması, yargılama aşamasında dinlenen ve sanıkla birlikte aynı Birlik Komutanlığında görev yapan tanıkların sanığın üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiğine dair tanıklıklarının bulunmaması, Mahkemenin maddi vaka kabulünün dayandırıldığı tanıklardan …ve…’in aşamalardaki beyanları arasındaki çelişkiler bulunması, tanık …’ın ifadesinde geçen “sanığın … ve …’ın da bulunduğu bir esnada komuta katını kastederek bizim asıl düşmanımız bunlar şeklinde sözler söylediği”ne dair beyanlarının ise tanıklar … ve … tarafından doğrulanmaması dikkate alındığında; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın üzerine atılı suçtan beraati yerine yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ile sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.