Tazminat Hukukuna Dair Her Konuda Gerekli Hukuki Süreç Tarafımızdan İcra Edilmektedir.
1)Trafik Kazalarından Kaynaklı Her Türlü Bedeni Zarar Halinde:
-Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
-Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
-SGK Tarafından Karşılanmayan Hallerde:
*Bakım Giderleri
*Tedavi Giderleri
*Protez Giderleri
2)İş Kazasından Kaynaklı Ölüm ve Sakatlanmalara İlişkin Maddi ve Manevi Tazminat Davaları
3)İş Akdinin Feshinden Dogan Alacak Davaları
4)Kamu Kurumlarının Hizmet Kusurlarından Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat Davaları:
-Yanlış Tedavi Sonucu Meydana Gelen Ölüm ve Vucut Fonksiyon Kayıplarına Dair Tazminat Davaları
-Kamu Kurumlarının Yürütmüş Oldugu Hizmetler Sırasında İhmal ve Kusurdan Kaynaklı Meydana Gelen Bedeni ve Maddi Zararlara Dair Tazminat Davaları
5)Haksız İşgal ve Ecrimisil’den Kaynaklı Tazminat Davaları
TRAFİK KAZALARINDA TAZMİNAT HAKKI
Artan araç sayısı ile birlikte ne yazık ki kazalarda da bir artış görülmekte ve bu kazalar sonucunda ölümler ve sakatlıklar yaşanmaktadır. Kazaya ugramış vatandaşlar buradan dogan hak kayıplarına karşı tazminat talep edebilmektedirler. Bu tazminat talebinin MUHATTAPI İSE ARAÇLARIN SİGORTALANDIGI SİGORTA ŞİRKETLERİDİR.
Sigorta şirketlerine karşı açılacak trafik kazası tazminat davası bakımından hak kayıplarına uğranılmaması için vatandaşlarımızın her zaman bir Avukattan hukuki destek almalarında büyük fayda bulunmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı dava da açabilir.” Hükmünü içermektedir. Bu nedenle TRAFİK KAZASI HALİNDE SAKATLANAN VEYA ÖZÜRLÜ SAGLIK RAPORI BULUNAN KİŞİLER BAKIMINDAN HER NE KADAR BAŞVURU YOLUYLA TAZMİNAT TALEBİ MÜMKÜN OLSA DA GERÇEK ZARAR HER ZAMAN SİGORTA ŞİRKETLERİNİN YAPTIGI ÖDEMENİN ÇOK ÜZERİNDE OLACAGINDAN DAVA AÇILARAK YARGITAY HESAP ÖLÇÜTLERİ VE ADLİ TIP MALULİYET RAPORLARI DOGRULTUSUNDA TAZMİNAT HESAPLAMALARI YAPILMASINDA MAGDURLARIN BÜYÜK YARARI BULUNMAKTADIR.ZİRA SİGORTA ŞİRKETLERİNİN ÖDEME TEKLİFLERİ İLE MAHKEME ELİYLE YAPTIRILAN HESAPLAMALAR ARASINDA BAZEN İKİ KATI FARK BULUNMAKTADIR.
Trafik kazası nedeniyle maluliyeti tespit edilen kişiler uğradıkları maddi zararları sigorta şirketlerine yöneltecekleri bir dava ile isteyebilirler. Böylelikle sigorta şirketlerinin kendi lehine olan hesaplamalar nedeniyle ve haksız indirim talepleri yüzünden zarara uğramaktan kurtulabilirler.YALNIZ MALULİYET RAPORUNUN TAM BİR TESPİTİ İÇERMESİ VE TEDAVİ SÜRECİNİN VE DAVANIN BÜTÜN AŞAMALARININ ÇOK DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ GEREKMEKTEDİR. Maluliyet oranına göre tazminat hesaplaması yapılabilmesi için çeşitli kriterler bilinmelidir.
Kimler dava açabilir?
Bu hususta ikili bir ayrım söz konusudur. Eğer trafik kazası mağduru hayatta ise borçlar kanunun 41. 45. Ve 47. Maddeleri uyarınca bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Eğer mağdur vefat etmiş ise onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava çama hakkına sahiptirler.Mağdur ölmeden evvel tazminat davası açtıysa yine bu kişiler davaya devam edebilirler.
Trafik kazalarında dava açma süresi her halükarda kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 YIL GEÇTİKEN SONRA dava açma hakkı zaman aşımına uğrar.Fakat trafik kazası sonucu ortaya çıkan durum ceza davasının gerektirir bir durum ise, ve o durum için ceza kanunlarında çok daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan zamanaşımı süreleri esas alınır. Eski ve yeni Ceza kanunlarında farklı ceza zaman aşımı süreleri söz konusu olduğu gibi kazada meydaan gelen zarara göre de zamanaşımın yani dava açabilmenin süresi değişebilmektedir.
Trafik kazaları sonucu dava kimlere karşı açılabilir?
Trafik Kazası sonucu kime karşı dava açılacağı meydana gelen kazaya göre değişektir. Kazanın meydana gelmesiyle aşağıda belirteceğimiz sorumlular müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Buna göre bir kazanın meydana gelmesinde araç kullanan şoför kusurlu ise şoföre dava açılacaktır. Eğer araç trafik kaydında şoförün üzerine kayıtlı değilse, yasa gereği aracın maliki de zarardan sorumlu olduğundan tazminat davası her ikisine birlikte yöneltilecektir. Zararı doğuran eyleme kimler sebep oldu ise kusurları dikkate alınarak dava açılabilecektir.
Fakat trafik kazasına yol açan kişi bakımından yapılan bu ayrımın yanında daha önemli bir ayrımda zararın türüne göre sorumluların belirlenerek açılmasıdır. Zararın kaynaklandığı hukuki ilişkinin türünden yola çıkılarak davalılar belirlenir.
Örneğin : Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bakımından doğan maddi zararları teminat limitine kadar sigorta şirketi karşılarken teminat limitinin üzerindeki zararlar araç sahibine yöneltilerek talep edilebilir. Lakin manevi zararlar bakımından söz konusu sigorta türü için, sigorta şirketinin sorumluluğu yoktur. Bilakis kasko olarak bilinen(Karayolları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası) sigorta türü bakımından sigorta şirketlerinin sorumluluğu söz konusudur.
Tabi burada Zorunlu Taşımacılık Ferdi Koltuk Kaza Sigortasının da ek bir güvence sağladığı unutulmamalıdır.
Günlük hayatımızda çok sık karşılaştığımız hukuki bir konu olan trafik kazalarının hukuki sonuçlarından biri olan tazminat davaları kısaca bu şekildedir.
Kazaya sebebiyet veren kusurlu aracın şoförüne karşı yolcular tazminat davası açabiliri mi?
Burada yolcuların araç şoförüne veya araç sahibine dava açma hakları pek tabidir ancak ailevi nedenlerle araç şoförüne dava açılmak istenmemektedir. Peki böyle bir durumda sigorta şirketine karşı dava açılabilecek midir? Bu soruya rahatlıkla evet cevabı verebiliriz.
RÜCU ŞARTLARININ OLMAMASI KAYDIYLA KUSURLU ARACIN SÜRÜCÜSÜ TARAFINDAN HERHANGİ BİR ÖDEME YAPILMADAN MEYDANA GELEN ZARARIN SİGORTA ŞİRKETİ TARAFINDAN KARŞILANMASI SAGLANABİLİR.
Sigortanın türüne gore talep edilecek zarar da değişmektedir. Zira ihtiyari mesuliyet sigorta ile Zorunlu Mesuliyet sigortalarının kapsamları farklı olduğu gibi Zorunlu Ferdi Koltuk Sigortası da farklı zararları karşılamaktadır.
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği onun karşılamak üzere oluşturulmuş bir sigorta türüdür dolayısıyla araçta bulunan kazaya sebebiyet veren şoför hariç YOLCULARDA ÜÇÜNCÜ KİŞİ OLACAGINDAN SİGORTA ŞİRKETİNE DAVA AÇABİLİRLER.
Maddi ve Manevi Tazminat Kapsamı ve miktarı nasıl belirlenir:
Trafik kazası sonucunda ölüm olayı gerçekleşmişse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin,ölümü nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler.
Yaralanma meydana geldiyse; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir.
Sakatlık oluştuysa; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir. Ayrıca, araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanması istenebilecektir.
Tazminatın hesaplanmasında davacının ekonomik durumu ve uğramış olduğu zararların tam olarak tespiti çok önemlidir. Bu hesaplama sırasında hasarlar delilleriyle tam olarak ispat edilemez ise asgari ücret üzerinden zararın hesaplanması ve daha düşük tazminat miktarları söz konusu olacaktır. Özellikle manevi tazminat soyut bir kavram olduğundan kazazedenin uğramış olduğu zararların net ve çok iyi bir şekilde, delilleriyle birlikte ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususta AVUKATLARDAN YARDIM ALMANIN ÖNEMİ ÖZELLİKLE TAZMİNATIN MİKTARININ DOGRU VE TATMİN EDİCİ OLMASI İTİBARİYLE ÇOK ÖNEMLİDİR.
Tazminat Hukuku Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Tazminat hukuku, kişiler veya kuruluşlar arasındaki hukuki ilişkilerde, bir tarafın diğer tarafa uğrattığı zararın tazmin edilmesiyle ilgili hukuki kuralları ve prensipleri içeren bir alanı ifade eder. Bu zarar, maddi veya manevi olabilir ve hukuk sistemlerine göre farklılık gösterebilir. Tazminat hukuku, özellikle haksız fiil (delict) kavramı çerçevesinde ele alınır ve zarar gören tarafın zararını karşı taraftan talep etmesini sağlar.
Tazminat hukuku kapsamında, zararın ne şekilde hesaplanacağı, kimlerin tazminat talep edebileceği, hangi koşullar altında tazminat ödeneceği gibi konular incelenir. Haksız fiil durumlarında, örneğin trafik kazaları, mal sahiplerinin sorumluluğu, mesleki hatalar gibi durumlarda tazminat talepleri sıkça gündeme gelir.
Farklı ülkelerin hukuk sistemlerinde tazminat hukukuyla ilgili kurallar ve düzenlemeler farklılık gösterebilir. Tazminat miktarı, zararın büyüklüğüne, kusur oranına ve diğer faktörlere göre belirlenebilir. Hukuki prosedürler de ülkeden ülkeye değişebilir.
Tazminatlar genel olarak farklı nedenlere dayalı olarak çeşitlendirilebilir. İşte yaygın tazminat çeşitlerinden bazıları:
Maddi Tazminat (Compensatory Damages): Maddi tazminat, zarar gören tarafın maddi kayıplarının telafi edilmesini amaçlar. Bu kayıplar, tıbbi masraflar, mülk zararları, kaybedilen gelir veya iş fırsatları gibi somut zararları içerebilir.
Manevi Tazminat (Non-Pecuniary Damages): Manevi tazminat, duygusal acı, ızdırap, itibar kaybı gibi soyut zararları karşılamayı amaçlar. Bu tür zararlar maddi olarak ölçülemeyebilir ancak kişinin duygusal ve zihinsel refahını etkiler.
Cezai Tazminat (Punitive Damages): Cezai tazminatlar, genellikle kasten veya ağır ihmalle zarar veren tarafın caydırılması amacıyla verilir. Bu tazminatlar, zarar görenin maddi veya manevi zararının ötesinde bir ceza niteliği taşır.
Sözleşme Tazminatı (Contractual Damages): Sözleşme tazminatı, bir tarafın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda diğer tarafın uğradığı zararların telafisi için talep edilir. Örneğin, bir malın zamanında teslim edilmemesi sonucu oluşan zararlar.
Haksız Fiil Tazminatı (Tort Damages): Haksız fiil tazminatı, bir kişinin veya kuruluşun başkasına zarar verdiği durumlarda talep edilir. Bu tazminat, trafik kazaları, tıbbi hatalar, ürün kusurları gibi durumları kapsar.
Kayıp Karı Tazminatı (Lost Profits Damages): Bir işletme veya kişi, başka birinin kusuru nedeniyle kayıp gelir veya kar yaşarsa, kayıp karı tazminatı talep edebilir.
Gelecek Tazminat (Future Damages): Zarar görenin gelecekte tahmin edilebilen zararlarını içerir. Örneğin, bir kaza sonucu kalıcı sakatlık sonucu gelecekte oluşacak maddi ve manevi zararlar.
Bu çeşitler, tazminat hukuku alanında genel bir bakış sağlamaktadır. Ancak, tazminat çeşitleri ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir ve yerel yasal düzenlemelere tabidir.
Tazminat ve ceza farklı hukuki kavramlardır ve temelde farklı amaçları taşırlar.
Tazminat, bir tarafın diğer tarafın uğradığı zararı telafi etmek amacıyla ödediği maddi veya manevi bedeldir. Genellikle haksız fiil durumlarında (örneğin trafik kazaları, tıbbi hatalar, ürün kusurları gibi) veya sözleşme ihlalleri sonucu ortaya çıkan zararların giderilmesi için ödenir. Tazminat, zarar görenin maddi veya manevi kayıplarını telafi etmeyi amaçlar ve adil bir denge sağlamayı hedefler.
Cezai tazminat (punitive damages) ise bir tür tazminattır ve ceza niteliği taşır. Cezai tazminat, genellikle kasten veya ağır ihmalle zarar veren tarafın caydırılması amacıyla ödenir. Bu tür tazminatlar, zarar görenin maddi veya manevi zararının ötesinde bir ceza niteliği taşır ve genellikle yüksek miktarlarda ödenebilir.
Cezalar ise suç işlenmesi durumunda hukuki yaptırımlardır. Suçlu bulunan bir kişi veya kuruluş, mahkeme tarafından belirlenen yaptırımlara (para cezası, hapis cezası vb.) çarptırılabilir. Cezalar, toplumsal düzeni koruma, suçluları caydırma ve adalet sağlama gibi amaçlar taşır.
Kısacası, tazminat zarar görenin zararını telafi etmeyi amaçlarken, ceza suçluyu cezalandırmayı ve toplumu korumayı hedefler.
Tazminat davası açma süresi nedir?
Tazminat davası açma süresi, ülkenin hukuk sistemine ve tazminatın nedenine bağlı olarak değişebilir. Her ülkenin yasaları farklı olabilir, bu nedenle genel bir cevap vermek yerine, genelde göz önünde bulundurulması gereken bazı ilkeleri paylaşabilirim:
Zaman Aşımı (Prescription): Bir tazminat davası açma hakkı, belli bir zaman süresi içinde kullanılmalıdır. Bu süreye “zaman aşımı süresi” denir. Bu süre, tazminatın nedenine (örneğin haksız fiil, sözleşme ihlali) ve ülkenin yasalarına göre değişebilir. Genellikle, zararın meydana geldiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılması gerekebilir. Zaman aşımı süresi, tarafların hakkını korumak ve delillerin tazeliklerini sağlamak amacıyla konulmuş bir sınırdır.
Tazminat Türüne Göre Değişiklik: Maddi tazminat, manevi tazminat ve cezai tazminat gibi farklı tazminat türleri için zaman aşımı süreleri farklılık gösterebilir.
Hukuki Süreç: Zaman aşımı süresi içinde dava açılmazsa, hak kaybedilebilir. Ancak, dava açıldıktan sonra bile süreç uzun ve karmaşık olabilir, bu nedenle zaman aşımı süresinin ne olduğunu ve davanın ne zaman açılması gerektiğini anlamak önemlidir.
Bu nedenle, tazminat davası açma süresi konusunda doğru ve kesin bilgiye ulaşmak için bulunduğunuz ülkenin ilgili yasalarını ve yerel hukuk uzmanlarının görüşlerini danışmanız önemlidir.
Tazminatın en temel amacı nedir?
Tazminatın en temel amacı, bir tarafın diğer tarafın uğradığı zararı telafi etmektir. Tazminat, haksız fiil (delict) veya sözleşme ihlali gibi durumlar sonucunda zarar gören tarafın maddi veya manevi kayıplarını dengelemeyi ve adaleti sağlamayı hedefler. Tazminatın temel amacı şunları içerir:
Zararın Telafisi: Tazminat, zarar gören tarafın maddi kayıplarını veya manevi ızdıraplarını telafi etmek amacıyla kullanılır. Örneğin, bir trafik kazası sonucu meydana gelen maddi hasarlar veya manevi sıkıntılar için tazminat talep edilebilir.
Adalet Sağlama: Tazminat, zarar gören tarafın haksız bir eylem sonucu maruz kaldığı adaletsizliği gidermeyi amaçlar. Bu şekilde, zarar veren tarafın eylemlerinin sonuçlarına katlanması sağlanır.
Caydırıcılık: Cezai tazminat gibi durumlarda, tazminatın ceza niteliği taşıyan bir caydırıcı etkisi vardır. Zarar veren tarafın ağır ihmali veya kasten zarar vermesi durumunda, cezai tazminat verilerek benzer eylemlerin tekrarlanmasının önüne geçilmeye çalışılır.
Toplumsal Düzeni Koruma: Tazminat yoluyla, haksız eylemler veya sözleşme ihlalleri sonucu oluşan anlaşmazlıkların çözülmesi ve toplumsal düzenin korunması amaçlanır.
Zarar Görenin Haklarını Koruma: Tazminat, zarar gören tarafın yasal haklarını ve çıkarlarını korumak için bir mekanizma sağlar. Zarar gören, yasalara uygun şekilde tazminat talep ederek haklarını savunabilir.
- Tazminatın temel amacı, zarar görenin mağduriyetini gidermek ve adaleti sağlamak olduğundan, hukuk sistemlerinde tazminat hükümleri ve prensipleri önemli bir yer tutar.
Hangi durumlarda tazminat verilmez?
Tazminat verilip verilmeyeceği, genellikle ülkenin yasalarına, hukuki prensiplere ve mahkeme kararlarına göre belirlenir. Ancak genel olarak, aşağıdaki durumlarda tazminat talepleri reddedilebilir veya sınırlı olabilir:
Zarar Gösterilemezse: Tazminat talepleri, zararın varlığının ispat edilmesine dayanır. Eğer zarar gösterilemezse veya tazmin edilebilecek bir zarar meydana gelmemişse, tazminat talebi reddedilebilir.
Zararın Sebep ve Neden Arasında Bağlantısı Yoksa: Tazminat talebinin kabul edilmesi için zararın, zarar veren tarafın eylemleri ile nedensel bir bağlantısı olması gerekmektedir. Eğer zararın sebep ve neden arasında yeterli bağlantı yoksa, tazminat talebi reddedilebilir.
Zarar Görenin Kusuru Varsa: Tazminat, genellikle zarar görenin kusursuz olduğu durumlarda verilir. Eğer zarar görenin de kısmi veya tam bir kusuru varsa, tazminat miktarı azaltılabilir veya tazminat talebi reddedilebilir.
Yasal Zaman Aşımı (Prescription): Tazminat talepleri, belirli bir zaman süresi içinde ileri sürülmelidir. Bu süre geçtiyse, zaman aşımı nedeniyle tazminat talebi reddedilebilir.
Sözleşme İhlali Durumunda Olası Zararlar: Sözleşme ihlali sonucu oluşabilecek gelecekteki olası zararlar bazen tazminat talepleri kapsamında değerlendirilmeyebilir.
Savunma Hakkı veya Yasal Yetki: Bazı durumlarda, zarar veren tarafın savunma hakkı veya yasal bir yetkisi nedeniyle tazminat talepleri reddedilebilir.
Kabul Edilemez Talepler: Aşırı derecede yüksek veya mantıksız tazminat talepleri, mahkemeler tarafından kabul edilemez olarak değerlendirilebilir.
Devlet veya Kamu Güvenliği İçin: Devlet veya kamu güvenliği, tazminat taleplerinin sınırlanması veya reddedilmesine neden olabilir.
Tazminat talepleri durumdan duruma değişebilir ve karmaşık olabilir. Bu nedenle, tazminat talep etmek istediğiniz durumda, yerel yasalara ve bir hukuk uzmanının tavsiyelerine başvurmanız önemlidir.
Tazminat davası masraflarını kim öder?
Tazminat davası masrafları, genellikle ülkenin yasalarına, mahkeme kararlarına ve davaya taraf olan kişilerin durumuna göre değişebilir. Ancak genel olarak aşağıdaki şekillerde ödeme yapılır:
Davayı Kazanan Tarafın Masrafları: Bir tazminat davasını kazanan taraf, genellikle davayla ilgili masrafları (avukat ücretleri, mahkeme harçları vb.) davayı kaybeden tarafa yükletebilir. Bu, haklı tarafın hukuki giderlerini telafi etmeyi amaçlar.
Davayı Kaybeden Tarafın Masrafları: Davayı kaybeden taraf, genellikle davayla ilgili masrafları (avukat ücretleri, mahkeme harçları vb.) ödemek zorunda kalabilir.
Karşılıklı Masrafların Paylaşılması: Mahkemeler, tarafların kısmen haklı veya kısmen haksız olduğu durumlarda masrafları paylaştırabilir. Bu, tarafların sorumluluklarının oranına göre yapılır.
Mahkeme Kararına Bağlı Olarak: Mahkeme, dava sonucunda masrafların nasıl paylaşılacağına karar verebilir. Bu, davada ortaya çıkan belirli durum ve koşullara dayanabilir.
Mahkeme Kararına Göre Ücret Tayini: Mahkeme, tazminat davası sonucunda ödenecek tazminat miktarını belirlerken, tazminatın yanı sıra davayla ilgili masrafları da dikkate alabilir.
Tazminat davası masraflarının nasıl ödeneceği konusu, ülkenin yasalarına ve mahkeme uygulamalarına bağlı olarak değişebilir. Tarafların hukuki temsilcileri genellikle bu konuda danışmanlık sağlayabilir ve davayla ilgili masrafları önceden anlamak önemlidir.
Evet, tazminat taleplerinde zaman aşımı süreleri bulunmaktadır. Zaman aşımı, zararın meydana geldiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde tazminat davası açılması gerektiği ilkesine dayanır. Bu süre, ülkenin yasalarına ve tazminatın türüne göre değişebilir.
Tazminat davası açma hakkını kaybetmemek için belirlenen zaman aşımı süresine dikkat etmek önemlidir. Eğer bu süre içinde dava açılmazsa, tazminat talebi zaman aşımı nedeniyle reddedilebilir.
Her ülkenin yasaları farklı olabilir, bu nedenle tazminat davası açma zaman aşımı süresi konusunda kesin bilgi almak için yerel yasal düzenlemeleri incelemek veya hukuki bir uzmandan destek almak önemlidir.
Tazminatta indirim sebebi nedir?
Tazminatta indirim, tazminat talebinde bulunan tarafın zararının belirli nedenlerle azaltılmasını veya sınırlanmasını ifade eder. Bu nedenler, genellikle zarar görenin veya zarar verenin davranışlarına, kusurlarına veya diğer faktörlere dayanabilir. İndirim sebepleri, tazminatın miktarını etkileyebilir veya tazminat talebinin reddedilmesine yol açabilir. İşte bazı yaygın tazminat indirim sebepleri:
Zarar Görenin Kusuru: Zarar görenin kısmi veya tam bir kusuru varsa, tazminat miktarı azaltılabilir. Mahkeme, zararın kısmen veya tamamen zarar görenin kendi kusurundan kaynaklandığı durumlarda tazminatın düşürülmesine karar verebilir.
Rıza veya Risk Kabulü: Zarar gören, zarar verenin riskli bir faaliyetine katılmışsa veya rıza göstermişse, tazminat miktarı azaltılabilir veya tazminat talebi reddedilebilir.
Zararın Büyüklüğü ve Tahmin Edilebilirliği: Zarar görenin uğradığı zararın büyüklüğü ve tahmin edilebilirliği, tazminat miktarını etkileyebilir. Beklenmeyen ve öngörülemeyen zararlar daha az olası bir şekilde tazmin edilebilir.
Zarar Görenin Korunma Sorumluluğu: Zarar gören, zararın ortaya çıkmasını engellemek veya azaltmak için daha fazla çaba harcamış olması gereken bir durumda ise, tazminat miktarı azaltılabilir.
Tedbir Alma İhtimali: Zararın meydana gelmesini önlemek veya azaltmak için alınabilecek tedbirlerin varlığı, tazminat miktarını etkileyebilir.
Zarar Verenin Kusuru veya İhmali: Zarar verenin kusuru veya ihmali durumunda, tazminat miktarı artırılabilir. Aynı zamanda, zarar verenin kusursuz olduğu durumlarda tazminat miktarı düşürülebilir.
Zararın Diğer Faktörlere Bağlı Olması: Zararın birden fazla neden veya faktöre bağlı olarak meydana gelmesi durumunda, tazminat miktarının nasıl hesaplanacağı karmaşıklaşabilir.
Tazminatta indirim sebepleri, yerel yasalara ve mahkeme uygulamalarına bağlı olarak değişebilir. Tazminat davası sürecinde, tarafların hukuki temsilcileri genellikle indirim sebeplerini değerlendirir ve mahkemenin vereceği kararı tahmin etmeye çalışır.
“Tazminat şartı” ifadesi, genellikle bir sözleşmenin veya bir hukuki işlemde taraflar arasındaki yükümlülükleri yerine getirme veya belirli bir durumun gerçekleşmesi halinde tazminat ödenmesini içeren hükümleri ifade eder. Tazminat şartı, tarafların riskleri azaltmak, belirli sonuçları güvence altına almak veya bir taahhüt altına girdikleri hükümlere uymamaları durumunda zararlarını karşılamak amacıyla kullanılabilir.
Bir tazminat şartı, genellikle belirli bir koşulun veya olayın gerçekleşmesine bağlı olarak tazminat ödeme yükümlülüğünü içerebilir. Örneğin:
- Bir mal veya hizmet sağlayıcısı, belirli bir tarihte teslimatı gerçekleştirmezse, alıcıya tazminat ödemesi yapabilir.
- Bir sözleşme tarafı, anlaşmaya uymazsa veya taahhüt ettiği hizmeti sağlamazsa, diğer tarafın zararlarını tazmin edebilir.
- Bir işveren, işçinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu zarar görmesi durumunda, tazminat ödemesi yapabilir.
Tazminat şartları, sözleşme veya hukuki belgelerin detaylarında belirtilebilir ve genellikle taraflar arasındaki ilişkiyi düzenlemek ve belirli sonuçları sağlamak amacıyla kullanılır. Bu tür şartlar, tarafların sorumluluklarını netleştirmek ve ihtilafların çözümünü kolaylaştırmak için önemlidir.