TCK MADDE 191 KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI SATIN ALMAK, KABUL ETMEK VEYA BULUNDURMAK YA DA UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK

(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
(8) Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma,
suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

TCK MADDE 191’İN GEREKÇESİ

Madde metninde, izlenen suç politikası gereği olarak, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak değil, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, aslında tedavi ve terapiye ihtiyaç duyan bir kişidir. Bu nedenle, maddenin ikinci fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması gerektiği kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında uygulanacak tedavi ve denetimli serbesti tedbirine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme yeterli açıklıkta yapıldığı için, ayrıca izaha gerek görülmemiştir. Dördüncü fıkrada, bu denetimli serbestlik tedbirinin süresi belirlenmiştir.
Maddenin beşinci fıkrasına göre; uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak dolayısıyla değil ve fakat, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak dolayısıyla cezaya hükmedilecektir. Ancak, bu nedenle hükmolunan cezanın infazına sınırlama getirilmiştir. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde, hükmolunan ceza infaz edilmez. Buna karşılık, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmayan kişi ile ilgili olarak hükmolunan ceza infaz edilecektir. Aşağıda etkin pişmanlık maddesinde düzenlendiği gibi, etkin pişmanlıktan yararlanan kullanıcı hakkında belli koşulların varlığı hâlinde cezaya hükmedilmeyecektir. Ancak, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine aykırı davranan kişi hakkında, etkin pişmanlıktan yararlanmış olsa bile, davaya devam olunarak cezaya hükmedilecek ve bu ceza infaz edilecektir.

TCK MADDE 191 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay
1.Ceza Dairesi

Esas : 2018/2596
Karar : 2019/4612
Karar Tarihi : 04/11/2019

“İçtihat Metni”

KANUN YARARINA BOZMA

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan hapis cezasına hükümlü …’ın, firar eylemi nedeniyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-ı maddesi uyarınca 20 gün hücreye koyma disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir/Buca Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 25/09/2017 tarihli ve 2017/356 sayılı kararına karşı yapılan şikayetin kabulüne ve tüm sonuçları ile iptaline ilişkin İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 26/12/2017 tarihli ve 2017/5431 esas, 2017/6433 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2018 tarihli ve 2018/53 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
İnfaza ilişkin hususların kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, hükümlünün ayrıldığı özel izinden dönmemesi nedeniyle 26/08/2017 tarihinde Buca Açık Ceza İnfaz Kurumundan firar ettiği, Buca Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce disiplin soruşturmasına, 15/09/2017 tarihinde soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle başlanarak, 25/09/2017 tarihinde 20 gün hücreye koyma disiplin cezası verildiği, akabinde hücre cezasına karşı yapılan şikayetin kabulüne ve tüm sonuçları ile iptaline ilişkin İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 26/12/2017 tarihli ve 2017/5431 esas, 2017/6433 sayılı kararına yönelik itirazın reddine İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2018 tarihli ve 2018/53 değişik iş sayılı kararı ile karar verildiği,
5275 sayılı Kanun’un 47. maddesindeki; “(1) Uyarma, kınama ve bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyan cezalar, kurumun en üst amiri tarafından verilir ve uygulanır. (2) Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhal ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır. (3) Soruşturma en geç 7 gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi, eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre, infaz hakiminin onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir. (4) Disiplin cezaları disiplin kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır…” şeklindeki emredici hükümlere ve disiplin soruşturmasının yapılması için uyulması gereken sürelere uyulmayarak idarenin kusuru nedeniyle hükümlünün firar eyleminden 21 gün sonra idari soruşturmaya başlanması ve gecikmeli olarak disiplin cezasının infazında hükümlünün kusuru bulunmamakla
birlikte, bu süreye uyulmamasının disiplin cezasını geçersiz hale getirmeyeceği, bu düzenlemenin amacının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/10/2009 tarihli ve 2007/18669 esas, 2009/12712 karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/10/2010 tarihli ve 2010/4826 esas, 2010/6884 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hükümlü hakkındaki disiplin cezasının infazı ve kaldırılmasında gecikme yaşanmasını engelleyerek koşullu salıverme yönünden aleyhe sonuç doğurmasının önüne geçilmesi olduğu, disiplin cezası soruşturmasının geç yapılması nedeniyle cezanın infazı ve kaldırılması gecikmişse bile bu durum hükümlünün koşullu salıverilme tarihinin belirlenmesi aşamasında dikkate alınarak aleyhe sonuç doğuracak şekilde yorumlanmasının önüne geçilebileceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 08/05/2018 gün ve 94660652-105-35-3551-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

1-)Dosya kapsamına göre;
Hükümlünün Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda cezasını infaz ettiği sırada 18.08.2017 tarihinde 6 günlük özel izne ayrıldığı, ancak hükümlünün izin süresi sonunda Açık Ceza İnfaz Kurumuna teslim olmadığı, 26.08.2017 tarihinde infaz koruma memurları tarafından tutanak tutulup, hakkında aynı tarihte firar fişi düzenlendiği,
Yakalanan hükümlünün cezasının infazı amacıyla Ceza İnfaz Kurumuna alındığı,
Hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle 15.09.2017 tarihinde muhakkik görevlendirmesi ile soruşturma işlemlerine başlanıldığı, 15.09.2017 tarihinde savunmasını yazılı yada sözlü olarak üç gün içerisinde yapmasının istendiği, hükümlünün yazılı yada sözlü savunmada bulunmadığı, 22.09.2017 tarihli disiplin soruşturması raporunun Disiplin Kurulu Başkanlığına sunulduğu ve Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 25.09.2017 tarihinde hükümlünün 20 gün hücre cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu kararın 30.10.2017 tarihinde hükümlüye tebliğ edildiği, hükümlünün 06.11.2017 tarihli dilekçesiyle İnfaz Hakimliğine şikayette bulunduğu,
İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 26.12.2017 tarihli ve 2017/5431 esas, 2017/6433 karar sayılı kararında “…kanunda öngörülen süreye uyulmadan yapılan disiplin soruşturması sonucu verilen disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu….” gerekçesiyle hükümlünün şikayetinin kabulüne, disiplin cezasının onanması talebinin reddi ile disiplin cezasının tüm sonuçları ile iptaline karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının, İnfaz Hakimliğinin bu kararına karşı yasal süresi içerisinde itiraz ettiği,
İtiraz mercii olarak inceleme yapan İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2018 tarihli ve 2018/53 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.
2-)Yasal mevzuat ve hukuki değerlendirme;
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliklerinin görevleri” başlıklı 4. maddesinin 3. fıkrasına göre; Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak,
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliğine şikayet ve usulü” başlıklı 5. maddesine göre; Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabilir.
Şikâyet, dilekçe ile doğrudan doğruya infaz hâkimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet Başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. İnfaz hâkimliği dışında yapılan başvurular hemen ve en geç üç gün içinde infaz hâkimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikâyet, tutanağa bağlanır ve bir sureti başvurana verilir.
Şikâyet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanunî temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulu başvurabilir.
Şikâyet yoluna başvurulması, yapılan işlem veya faaliyetin yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak, infaz hâkimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğması ve işlem veya faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda işlem veya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliğince şikayet üzerine verilen kararlar” başlıklı 6. maddesinin;

  1. fıkrasına göre; Şikâyet başvurusu, 5’inci maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hâkimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hâkimi, başvuru dilekçesini esasa girmeden reddeder; şikâyet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o mercie gönderir.
  2. fıkrasına göre; Şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikâyet konusu işlem veya faaliyet hakkında re’sen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır. (Ek cümleler: 22/7/2010 – 6008/5 md.) Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir. Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.
  3. fıkrasına göre; İnfaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine, yerinde görürse yapılan işlemin iptaline yada faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.
  4. fıkrasına göre; İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.
    Şeklindeki yasal düzenlemeye göre somut olay değerlendirildiğinde; Hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle yapılan disiplin soruşturması sonucu Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından verilen disiplin cezasına karşı hükümlünün yasal süresi içerisinde yaptığı şikayet üzerine 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun 6. maddesinin 2. fıkrasındaki açık düzenlemeye göre İnfaz Hakiminin hükümlünün savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını vermesi gerektiği halde savunma alınmaksızın karar verildiği anlaşılmakla, bu karara karşı Cumhuriyet savcılığınca yapılan itirazın itiraz merciince esasa girilmeksizin öncelikle bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde esastan incelenerek reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-)Sonuç ve Karar;
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yukarıda açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2018 tarihli ve 2018/53 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay
10.Ceza Dairesi

Esas : 2019/2430
Karar : 2019/6895
Karar Tarihi : 31.10.2019

“İçtihat Metni”

Adalet Bakanlığının, 01/07/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli … hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına yönelik itirazın kabulüne dair Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/03/2019 tarihli ve 2019/699 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/07/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında 12/09/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle 07/12/2018 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği,
2- Şüphelinin, “yüklenen suçu işlemediğini” ileri sürerek bu karara itiraz etmesi üzerine, Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/03/2019 tarihli ve 2019/699 değişik iş sayılı kararıyla şüphelinin ileri sürdüğü itiraz gerekçeleri haklı görülerek itirazın kabulüne ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.

B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Dosya kapsamına göre, şüphelinin kanında ve idrarında uyuşturucu madde bulunmadığına ilişkin Adlî Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığının 07/11/2018 tarihli raporu ile Tire Devlet Hastanesinden alınan 12/09/2018 tarihli raporu esas alınarak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 12/09/2018 tarihli kolluk tutanağında belirtildiği üzere şüphelinin elinde bulunan uyuşturucu maddelerden THC ihtiva eden esrar maddesi elde edilmesine elverişli Hint Kenevir Bitkisi kırıntılarının bulunduğu sigara izmaritini polis ekiplerinden saklaması, şüphelinin olay anından hemen önce 8-9 kişinin aniden kaçtığını ve tam o sırada polis ekiplerinin geldiğini beyan etmesine rağmen anılan kolluk tutanağında böyle bir durumdan bahsedilmemesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunun sadece kullanımı değil bulundurmayı da cezalandırması karşısında, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi için yeterli şüphenin oluştuğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/03/2019 tarihli ve 2019/699 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.

C) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüphelinin soruşturma aşamasında alınan ifadesinde ve itiraz dilekçesinde olay tutanağını kabul etmeyerek, olay anında polisin gelmesi üzerine orada bulunan 8-9 kişinin kaçtığını, ele geçen esrarın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, ayrıca üzerinden uyuşturucu madde ele geçmemesi ve tahlil sonuçlarına göre uyuşturucu madde kullanmadığının anlaşılması karşısında, bu aşamada şüpheli hakkında kamu davasının açılması hususunda yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığından, şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş olan “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararına yönelik itirazın kabulüne karar verilmesi yasaya uygun olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.

D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına yönelik itirazın kabulüne dair Ödemiş Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/03/2019 tarihli ve 2019/699 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 31.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.