TCK MADDE 131 SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA KOŞULU

(1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.

TCK MADDE 131’İN GEREKÇESİ

Madde ile hakaret suçlarında kovuşturmanın, mağdurun şikâyetine bağlı olduğu hükmü getirilmektedir. Ancak, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçunun soruşturması ve kovuşturması şikâyete tabi kılınmamıştır.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, mağdur şikâyetten önce vefat ederse, ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyunun, eş ve kardeşlerinin şikâyette bulunabilecekleri açıklanmış, bunlar dışındakilere şikâyet hakkı tanınmamıştır. Ölmüş olan kişinin hatırasına hakaret edilmesi hâlinde de, ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikâyette bulunulabilir.

TCK MADDE 131 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2019/1085
Karar : 2019/4763
Karar Tarihi : 07/11/2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, tehdit, nitelikli yağma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, silahlı örgüte üye olma
HÜKÜM : Sanık … hakkında;
TCK.nin 220/1-3, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası,

TÜRK MİLLETİ ADINA

Katılan …’nin, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçlarından doğrudan zarar görmesi de söz konusu olmadığından, vekilinin anılan suçlardan kurulan hükümlere ilişkin temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi gereğince REDDİNE karar verilmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’ın, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, mağdurlar … ve …’ya yönelik nitelikli yağma, mağdur…’a yönelik nitelikli kasten yaralama, sanık … hakkında; mağdur …’e yönelik nitelikli yağma, sanık …’ın, maktul … ve katılan …’ye yönelik eylemlerinin, mağdur …’ya yönelik nitelikli yağma suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin edilmiş, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, sanıklar …, … ve … hakkında; maktul …’ı kasten öldürme ve katılan …’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçları bakımından elde edilen delillerin mahkumiyete yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek beraatlerine karar verilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılan … vekilinin, sanıklar hakkında verilen cezaların az olduğuna, kararın sanıklar aleyhine bozulması gerektiğine, sanık … müdafiinin, temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsurlarının oluşmadığına, yağma suçunun sabit olmadığına ve sair hususlara, sanık … müdafiinin, temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü sanığın yağma suçuna iştiraki bulunmadığına, yağma eyleminin sabit olmadığına, öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarında meşru müdafaa koşulları bulunduğuna, öldürme kastı olmadığına ve sair hususlara yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,

1- Sanık …’ın, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, mağdurlar … ve …’ya yönelik nitelikli yağma, sanık … hakkında; mağdur …’e yönelik nitelikli yağma, sanık …’ın, mağdur …’ya yönelik nitelikli yağma suçlarından kurulan mahkumiyet ve sanıklar …, … ve … hakkında; maktul …’ı kasten öldürme ve katılan …’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,

2- Sanık … hakkında; mağdur …’e yönelik iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, mağdur …’a yönelik nitelikli tehdit, sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve mağdur …’a yönelik nitelikli tehdit, sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık, sanıklar …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçları bakımından;
Sanıklara yüklenen suçlar için öngörülen cezaların üst sınırı itibariyle TCK’nin 66/1 ve 67/4. maddelerine göre belirlenen 12 yıllık eklemeli dava zamanaşımı süresinin suç tarihlerinden, hüküm tarihine kadar dolduğu gözetilmeksizin mahkumiyet hükümleri kurulması yasaya aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CMUK’un 322. maddesince tanınan yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının TCK’nin 66/1 ve 67/4. maddeleri ile CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

3- Sanıklar … ve … hakkında kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
Oluşa, dosya kapsamına, katılan … ve katılanın kardeşi olan …’ın kovuşturma aşamasındaki beyanları, tanık …’ın anlatımları, olay yeri inceleme tutanaklarına göre; sanık …’in sanıklar … ile birlikte maktul ve katılanın işyerine gidip haraç istedikleri, buna tepki olarak maktulün kendilerini arabaya bindirip açık araziye götürdüğü, ayaklarına doğru ateş ettiği ve getirip evlerine bıraktıktan sonra gece vakti tekrar gelip sanık …’in evinin önünde tehdit kastıyla ateş ettiği, bunun üzerine korkuya kapılan sanık …, …’ın evden uzaklaşmaya çalışırken yine maktul ve katılan … ile karşılaştıkları, maktul ve katılan tarafından kendilerine doğru ateş edilmesi üzerine sanık …’in karşılık vermesi ile maktulü öldürdüğü, katılan …’ı öldürmeye teşebbüs ettiği olayda;
a) İlk haksız hareketin sanık tarafından geldiği anlaşılmış ise de; maktulün buna tepki olarak gerçekleştirdiği haksız eylemleri nedeniyle tahrikte dengenin sanık lehine bozulduğu, bu sebeple sanık …’in haksız tahrik altında suçu işlediği ve hakkında hülmolunan cezadan TCK’nin 29. maddesi uyarınca asgari oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması,
b) Sanık …, maktul …’yi kasten öldürme, katılan …’yi öldürmeye teşebbüs suçlarından örgüt yöneticisi olması nedeniyle TCK’nin 220/5. maddesi uyarınca sorumlu tutulmuş ise de; öldürme ve teşebbüs eylemlerinin örgüt faaliyeti çerçevesinde haraç verilmemesi nedneiyle işlenmediği, maktulün haraç istenmesine tepki vermek için sanığın ayaklarına silahla ateş etmesi, geceleyin evinin önünde silahla ateş etmesi ve en son karşılaştıkları olay mahallinde sanık …’e ateş açılmasına karşılık sanığın da çöp tenekesini siper alıp silahla ateş etmesi sonucu öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarını işlemesinin örgüt faaliyeti kapsamında kabul edilemeyeceği, dolayısıyla örgüt yöneticisinin bu suçlardan sorumlu tutalamayacağı gözetilip sanığın beraatine karar verilmesi yerine yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,

4- Sanık … … hakkında mağdur…’a yönelik nitelikli kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ise;
Suç tarihi olan 02.12.2005 tarihinden sonra yürürlüğe giren 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasayla değişik TCK’nin 87/3. maddesinin değişiklikten önceki ve değişiklikten sonraki hükümlerinin olaya ayrı ayrı uygulanarak, ortaya çıkacak sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması ve lehe olan hükmün belirlenmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden lehe yasa değerlendirmesi yapılmayarak yazılı biçimde değişiklikten sonraki yasa ile uygulama yapılarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar… müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 06.11.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
06/11/2019 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ……’ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar … ve … müdafii Avukatlar …’ın yokluğunda, …’ın yüzüne karşı 07/11/2019 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2019/484
Karar : 2019/5688
Karar Tarihi : 23/10/2019

“İçtihat Metni”

Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2017/737 esas, 2017/757 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30/01/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Konuyla İlgili Bilgiler : 1- Şüpheli … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda 04/01/2017 tarihli ve 2016/38498 soruşturma, 2017/8 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 28/01/2017 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği,
2- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca kararın gereğinin ifası için 11/01/2017 tarihinde Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 17/01/2017 tarihli çağrı yazısının sanığa 26/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine 09/02/2017 tarihli ısrar etmiş sayılacağı ihtarını içeren uyarı yazısının 20/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 22/02/2017 tarihinde müdürlüğe başvurduğu, yükümlü bilgilendirme formu imzalatılarak denetim planı hazırlandığı, 15/03/2017 tarihli 1.bireysel görüşmesine ve aynı tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katıldığı, 05/04/2017 tarihli 2.bireysel görüşmesine ve aynı tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 11/04/2017 tarihli kararı ile uyarılmasına karar verildiği, 20/04//2017 tarihli uyarı yazısının 26/04/2017 tarihinde yükümlüye bizzat tebliğ edildiği, 12/05/2017 tarihli seminere ve görüşmesine katıldığı, ancak 09/06/2017 tarihli seminere ve aynı tarihli vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmaması üzerine, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 15/06/2017 tarihli kararı ile dosyanın kapatılarak 19/06/2017 tarihinde savcılığa gönderildiği,
3- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak, 11/07/2017 tarihli 2016/38498 soruşturma,2017/6128 esas ve 2017/4781 sayılı iddianame ile sanık hakkında TCK’nın 191/1-4-a ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
4- Yapılan yargılama sonucunda kanun yararına bozma istemine konu Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2017/737 esas, 2017/757 sayılı kararı ile “…Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gecikmesinin ve gecikmeye bağlı katılmamasının kasti bir durum arz etmediği, beşeri bir hata olduğu gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, tedbirin infazının devamına karar verildiği, kararın 27/10/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, kararın infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, sanığın yükümlülüklerini yerine getirmesi üzerine 17/08/2018 tarihinde kararın infazının tamamlandığı,
Anlaşılmıştır.

Kanun Yararına Bozma İstemi : Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/01/2017 tarihli ve 2016/38498 soruşturma, 2017/8 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2017 tarihli ve 2016/38498 soruşturma, 2017/6128 esas, 2017/4781 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılması üzerine, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2017/737 esas ve 2017/757 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde düzenlemeler karşısında, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılmasında isabet görülmemiştir.” denilerek Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2017/737 esas, 2017/757 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.

Konunun Değerlendirilmesi : 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” biçiminde düzenlemenin yer aldığı, yine aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” biçiminde düzenlemenin yer aldığı, bu düzenlemeler karşısında somut olayda mahkemece, kamu davasında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.

Karar : Açıklanan nedenlere göre; kamu davasında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2017/737 esas, 2017/757 sayılı kararının .5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 23/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2017/2348
Karar : 2019/5374
Karar Tarihi : 15/10/2019

“İçtihat Metni”

Suçlar : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma
2-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : Mahkûmiyet (Tüm sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan)
Tedavi ve denetimli serbestlik kararı (sanık … hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
…, … ve … tebliğnamede sanık olarak gösterilmiş iseler de; bu sanıklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebi bulunmadığından inceleme dışında tutulmuşlardır.
1- Sanıklar … ve … hakkında uyuşturucu maddeticareti yapma suçundan verilen hükümlere yönelik incelemede;
Sanık … yönünden, TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak, hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık … hakkında, sanık … hakkındaki bozma sebebine göre, koşulları oluşmadığı halde, TCK’nın 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz istemi olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların, eleştiriler dışında, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,

2- Sanık … hakkında uyuşturucu madde kullanma suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,

3- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen hükme yönelik incelemede;
Dosya kapsamına göre; kendisi üzerinde ya da ikametinde yapılan aramada herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen, hiçbir aşamada suçu kabul etmeyen sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan işlem yapılan diğer sanık … ve …’ın satın aldıklarını beyan ettikleri uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna ilişkin diğer sanık …’un soyut beyanından başka, sanığın mahkûmiyetine yeterli, kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, 15/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.