PKK’NIN KIRSAL ALAN YAPILANMASINA KATILMASININ SAĞLANMASI İLE KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN İŞLENDİĞİ

Özet : Kamu davası; silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkindir. PKK silahlı terör örgütünün propagandasını yapıp ikna ederek suç tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdurların örgütün kırsal alan yapılanmasına katılmalarını sağlayan ve bu şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği kabul edilen sanığın amaç suçu işlemeye elverişli vehamet arz eden eyleminin, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarını oluşturacağı gözetilmeksizin suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

T.C.
Yargıtay
16.Ceza Dairesi

Esas : 2018/3223
Karar : 2018/2616
Karar Tarihi : 17.09.2018

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Kişiyi hürriyetinden
yoksun bırakma
Hüküm : 1-TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 53,
58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-TCK’nın 109/1, 109/3-f, 3713 sayılı Kanunun 5,
TCK’nın 43, 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü :
1-Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ayrıntıları Dairemizin, 28.09.2016 tarih ve 2016/5731 Esas – 2016/4926 Karar sayılı kararında izah edildiği üzere;
Sanığın mensubu bulunduğu PKK/KCK silahlı terör örgütünün ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp, bu bölgede bağımsız ayrı bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemler gerçekleştirmesi halinde 5237 sayılı TCK’nın 302. maddesinde tanımlanan suç oluşacaktır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunda ilgilinin rızasının hukuki değer ifade edebilmesi için, üzerinde tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olması, rıza açıklayanın olayları algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olmasının yanında, 15 yaşını bitirmiş bulunması ve fiilden önce en azından fiilin işlendiği sırada rızayı açıklaması gereklidir. Aksi takdirde geçerli bir rızanın varlığından söz etmek olanaklı değildir. Bu durumda 15 yaşını bitirmeyen kişinin cebir, şiddet, tehdit ya da hile kullanmaksızın hukuka aykırı şekilde hürriyetinin sınırlanması halinde kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun basit şekli oluşacak ve rıza hukuki değer ifade etmeyecektir.
Kusurluluk yeteneği tam olarak gelişmemiş, Medeni Hukuk bakımından ergin olarak kabul edilmediğinden fiil ehliyeti bulunmayan çocukların, silahlı terör örgütlerinin emrine verilip savaşçı olarak yetiştirilmesi ve örgütün amaçları doğrultusunda silahlı çatışmalara sürülerek gerek kendileri için gerekse başka şahıslar bakımından tehlikeli suç makinesi haline dönüştürülmeleri, amaç suçu işlemeye elverişli kabul edilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olayda; oluş, dosya kapsamı ve mahkemenin kabulü de dikkate alındığında PKK silahlı terör örgütünün propagandasını yapıp ikna ederek suç tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdurların örgütün kırsal alan yapılanmasına katılmalarını sağlayan ve bu şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği kabul edilen sanığın amaç suçu işlemeye elverişli vehamet arz eden eyleminin, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarını oluşturacağı gözetilmeksizin suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, verilen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında sanığın tutukluluk halinin devamına, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.