Yaralamalı Trafik Kazasından Kaynaklı Tazminat Taleplerinde Zamanaşımı Süresi 8 Yıldır

Yargıtay
17.Hukuk Dairesi

Esas : 2014/21910
Karar : 2017/4338
Karar Tarihi : 20.04.2017

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili; müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil sürücüsü ile … Kamura sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu 14/11/2005 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkilinin omurgası ve sol elinin kırıldığını belirterek 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. TBK’nın 72. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (…, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, … 2006, s. 794). Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında TBK m. 72 uygulanmaz. 2918 sayılı …’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacının yaralanmasına neden olan trafik kazasının 14.11.2005’te meydana gelmiş, dava 13.05.2013’te açılmıştır. Mahkemece her ne kadar, zamanaşımı süresinin ceza zamanaşımı süresi kadar uzayacağı kabul edilmiş ise de; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 66/1-e maddesinde öngörülen sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu gözetilmemiştir. Buna göre; davalının zamanaşımı def’inin reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.