Özet : Sanığın, elindeki bıçağı etkili kullanması, müşteki ve mağduru iç organ hasarına yol açacak şekilde yaralaması, engel hal nedeniyle eylemini sürdürememesi, müşteki ve mağdura karşı eylemindeki kastın aynı olması karşısında, mağdur …’e karşı eylemi nedeniyle de kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılması gerekirken, suç vasfının hatalı değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
T.C.
Yargıtay
1.Ceza Dairesi
Esas : 2018/1036
Karar : 2018/1614
Karar Tarihi : 04.04.2018
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’nun müşteki …’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu ile mağdur … Güvercin’e yönelik eyleminin sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişkin cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri, düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin sanığın meşru savunma sınırları içinde hareket ettiğine, çelişkilerin giderilmediğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
1) Sanık …’nun müşteki …’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün yapılan incelemesinde:
Sanık …’nun bıçaklı eylemi neticesinde müşteki Erhan’ı karaciğerinde kesiye ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda, teşebbüs nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılırken tehlike ve zararın ağırlığına göre makul bir ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden en alt sınırdan ceza verilerek sanık … hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
a) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken indirim oranının kararda gösterilmemesi,
b) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamanın hukuka aykırı olduğunun anlaşılması,
Yasaya aykırı olup ve bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, (A.1) hüküm fıkrasının 4.bendinde yer alan ”cezada” ibaresinden sonra gelmek üzere ”1/6 oranında” ibaresinin eklenmesine, yine aynı hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK’nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN mahkumiyet hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2) Sanık …’nun mağdur … Güvercin’e yönelik eylemi nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün yapılan incelemesinde:
Olay tarihinde alkollü olan sanık …’ın çıkan tartışmada, yanında taşıdığı bıçakla müşteki Erhan’ı göğüs ve batın bölgesinden yaraladığı, sanığın müştekiyi öldürmesine engel olmak isteyen mağdur …’in araya girmesi üzerine bu kez sanık …’ın mağdur …’i sol kol ve epikastirik bölgeden, karaciğer sağ lobda yaralanmaya ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde bıçakladığı, sanığa engel olunması ve sanığın da yaralanması üzerine eylemine son vermek zorunda kaldığı olayda;
a) Sanığın, elindeki bıçağı etkili kullanması, müşteki ve mağduru iç organ hasarına yol açacak şekilde yaralaması, engel hal nedeniyle eylemini sürdürememesi, müşteki ve mağdura karşı eylemindeki kastın aynı olması karşısında, mağdur …’e karşı eylemi nedeniyle de kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılması gerekirken, suç vasfının hatalı değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
b) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Kabule göre de; mağdurun hayati tehlike geçirmesi nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 87/1-d-son maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca aynı yasanın 326/son maddesi gözetilmek suretiyle BOZULMASINA, 04.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.