D. Belirli Mal Bırakma
I. Konusu
Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir. Belirli mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir. Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar.
TMK MADDE 517’NİN GEREKÇESİ
Madde konu ve kenar başlıklarıyla birlikte arılaştırılmak ve sadeleştirilmek suretiyle yeniden kaleme alınmış ve İsviçre Medenî Kanununun 484 üncü maddesinde olduğu gibi üç fıkra hâline getirilmiştir.
“Muayyen malda tasarruf” ve “muayyen mal vasiyeti” deyimleri yerine “belirli mal bırakma” deyimi, anlamı daha iyi ifade etmesi nedeniyle tercih edilmiştir. Maddede hüküm değişikliği yoktur.
Mirasbırakanın belirli bir malını başkasına bırakması bu hükme göre o kimsenin mirasbırakan tarafından mirasçı olarak atandığı anlamına gelmez.
TMK MADDE 517 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay
2.Hukuk Dairesi
Esas : 2008/20224
Karar : 2009/1831
Karar Tarihi : 09.02.2009
MAHKEMESİ : Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Mirasbırakan 3.2.1994 tarihli vasiyetnamesiyle mirasçı atamamış, belirli mal vasiyetinde bulunmuştur. (TMK. 517) Dava, belirli mal vasiyetinin yerine getirilmesi isteğine ilişkindir.(TMK. m. 600) Belirli mal vasiyetinin yerine getirilmesinde görev, vasiyet edilen payın dava tarihindeki değerine göre belirlenir. (HUMK. m. 1/2) Bu husus gözetilerek mahkemece vasiyet edilen malların dava tarihindeki değerinin tespiti ile görevli mahkemenin belirlenmesi gerekirken, bu yön dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
2-Vasiyeti yerine getirme görevlisi, ancak mirasbırakan tarafından, vasiyetnameyle atanabilir. (TMK. 550/1.) Mirasbırakan, vasiyetnamesiyle bir veya birden çok kişiyi vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atamamışsa Sulh hakiminin vasiyetinin yerine getirmesi için görevli ataması yasal olarak mümkün değildir. Başka bir ifade ile mahkemenin vasiyeti yerine getirme görevlisi atama yetkisi yoktur. (Y. 2. H.D.’nin 24.6.2002 günlü ve 6124-8396 sayılı kararı) Mirasbırakanın vasiyetnamesinde, vasiyeti yerine getirme görevlisi atamadığı gözetilmeden, vasiyeti yerine getirme görevlisi atanması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.