1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.
2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
TCK MADDE 281’İN GEREKÇESİ
Ceza muhakemesinin amacı, maddî gerçeğin araştırılması ve bu suretle adil bir yargıya varılmasıdır. Maddî gerçeğin araştırılıp ortaya çıkarılması ve bu suretle adil bir yargıya varılması, suç şüphesi altında bulunan kişinin dahi esasta menfaatine bir husustur. Çünkü insan şahsîyetinin tekâmülü, ancak hakikat ve adaletle mümkün olabilecektir. Yargı kararlarının gerçeğe uygunluğu, hukuk devletinin ve adil yargılanma hakkının vazgeçilmez şartıdır.
Yargı kararları, gerçeğe uygunluğu ölçüsünde kamu vicdanında kabul görür ve otorite sağlar. Bir yargılama faaliyeti sırasında sunulan ve başvurulan delillerin ve hangi sıfatla olursa olsun verilen bilgilerin gerçeğe uygun olması gerekir. Bu bakımdan, işlenmiş olan bir suçla ilgili delil ve eserlerin yok edilmesi, değiştirilmesi veya gizlenmesi, maddî gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sonuçta ceza adaletinin gerçekleşmesini engelleyecektir.
Bu mülahazalarla, madde metninde, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulması, işlenen suçtan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu suçun konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserleri oluşturmaktadır. Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da, suçun eser ve delili olarak kabul etmek gerekir. Bu itibarla, söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır.
Söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir.
Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğin meydana çıkarılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir.
Ancak, fıkra metninde bir şahsî cezasızlık sebebine yer verilmiştir. Buna göre, kişiye kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçun delillerini yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi dolayısıyla ayrıca ceza verilmez.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
Üçüncü fıkrada ise, etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, ilişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmezden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılacaktır.
TCK MADDE 281 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay
4.Ceza Dairesi
Esas : 2014/5527
Karar : 2016/13339
Karar Tarihi : 12.10.2016
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık …’ın, “dedesi olan mağdurla çocukları olan sanıklar arasında mağdurun başka bir kadını ikametine getirerek beraber yaşaması nedeniyle sorun olduğunu” beyan etmesi karşısında, sanıklar hakkında TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2-Olay günü kolluk görevlileri tarafından düzenlenen olay yeri görgü, tespit ve rızaen muhafaza altına alma tutanağında, sanığa sorulduğunda tüfekleri kendisinin sakladığını belirterek sakladığı yeri göstermesi sonucu suç eşyalarının ele geçirildiğinin açıklanması karşısında, sanık hakkında TCK’nın 281/3. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı ve sanıklar …, …, … ve … müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
13.Ceza Dairesi
Esas : 2012/3174
Karar : 2014/392
Karar Tarihi : 14.01.2014
I-Sanık …… hakkındaki iş yeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık hakkında TCK’nın 116/4 maddesiyle tayin olunan cezada aynı yasanın 119/1-c maddesi ile arttırım yapılırken bir kat arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması karşı temyuz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır .
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık … … müdafinin temyiz talebi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık …… hakkındaki hırsızlık suçundan kurulan hüküm ve sanık … hakkındaki suç delilini gizleme suçundan kurulan hüküm ile sanık … hakkındaki suçu bildirmememe suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve sanık ……’ın eyleminin nitelendirilmesine usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık …’nin müştekilerden çaldıkları tüfeklerin kardeşi …’da olabileceğini söyleyerek kısmi iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında; sanığın kısmi iade nedeniyle TCK’nın 168 maddesindeki indirimden yaralanmasına dair rızasının olup olmadığının, müştekiden açıkça sorularak rıza göstermesi halinde TCK’nın 168/1 maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanıklardan …’nin müştekiye ait kasayı suç tamamlandıktan sonra getirildiği kendi iş yerinde açması, sanık …’ın da müştekilere ait tüfekleri saklaması şeklindeki eylemlerinin TCK’nın 165. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun gözetilmemesi,
3-Sanık … hakkındaki kabule göre de;
Sanığın sakladığı tüfeklerin yerini jandarmaya göstermesi karşısında; hakkında TCK’nın 281/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve…. müdafiileri ile sanık … …’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 14/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.