1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
TCK MADDE 279’UN GEREKÇESİ
Kamu görevlileri, görevlerini yaptıkları sırada ve göreve ilişkin olarak bir suçun işlendiğini öğrendiklerinde bunu yetkili makamlara bildirmekle yükümlüdürler. Madde metninde, bu yükümlülüğe aykırı davranış, suç olarak tanımlanmaktadır. Suçun maddî unsuru, bildirimde bulunmak hususunda ihmalde bulunmak veya gecikme göstermektir. Ancak, bu suçun oluşabilmesi için, bildirim konusu suçun kamu görevlisinin yürüttüğü görevle bağlantılı olması gerekir. İşlenen suçun görevle bağlantısının olmaması durumunda, ihbarla ilgili genel kurallar geçerlidir.
Maddenin ikinci fıkrasında, failin adlî kolluk görevini yapan memurlardan oluşu ağırlaştırıcı neden sayılmıştır.
TCK MADDE 279 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay
9.Ceza Dairesi
Esas: 2013/16353
Karar: 2014/6220
Karar Tarihi : 15.05.2014
1-) Tunceli Devlet Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı olup olay tarihinde muayene ettiği 01.05.1987 doğumlu Bahar’ın 14 haftalık gebe olduğunu tespit eden sanığın mağdur Bahar’a karşı cinsel saldırı suçunun işlendiğini bildiğine dair delil bulunmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-) Kabule göre de;
a-) Devlet Hastanesinde doktor olan sanığın iddia ve kabul edilen suçu bildirmeme eyleminin TCK’nın 279. maddesinde yaptırıma bağlanan kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-) Temel cezanın tayini sırasında uygulanan kanun maddesinin TCK’nın 280/1. maddesi yerine TCK’nın 270/1. maddesi olarak gösterilmesi,
c-) Daha önce hapis cezasına mahkum olmamış sanık hakkında tayin olunan 25 gün hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi gereğince aynı Kanunun 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
16.Ceza Dairesi
Esas : 2015/3346
Karar : 2016/1743
Karar Tarihi : 18.03.2016
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-TCK’nın 279. maddesinde kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisinin cezalandırılacağı belirtilmiştir. Suç tarihinde … Belediye Başkanı olarak görev yapan sanığın savunması dikkate alındığında, sanığın kamu adına soruşturma ve kovuşturulması gereken suçun işlendiğini öğrenemediği, sanığın eylemi öğrendiği düşünülse bile suçun sanık adına yetkili kurul veya vekil tarafından adli makamlara bildirilmesinin gerektiği gözetildiğinde unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de:
a-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “09.08.2008 yerine 01.01.2008” olarak yazılması,
b-Seçenek yaptırım olan adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alınmadan hüküm fıkrasında TCK’nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 18.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.