(1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
TCK MADDE 210’UN GEREKÇESİ
Madde, ticarî hayatta büyük yer tutan ve basit bir ciro ile veya buna bile gerek görülmeksizin tedavül eden bazı evrakı daha ciddî bir şekilde korumak maksadına yöneliktir. Madde ile sayılan özel belgelerde sahtecilik yapılması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı kabul edilmiştir. Burada söz konusu olan, sadece resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezanın uygulanması değildir. Sayılan belgelerde sahtecilik yapılması durumunda, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler bütün olarak uygulanır.
Kambiyo senedi veya emtiayı temsil eden evrak, imzalı ve boş olarak faile tevdi edilmiş olup da, fail, bunu tevdi maksadından farklı bir şekilde doldurmuşsa, o takdirde açığa atılan imzanın, kötüye kullanılmasına ilişkin yaptırım uygulanacaktır. Çünkü, bu durumda, tevdi edilen kağıt, imzalı ve fakat boş olarak verildiği için, henüz belge niteliğini kazanmamıştır.
Maddede, son zamanlarda tahvillerde de sahtecilik fiillerinin geniş ölçüde gerçekleştirilmesi ve bu nedenle güvenliğin çok zarara uğraması nedeni ile “her türlü tahviller”de özel himaye altına alınmıştır; ayrıca el yazılı vasiyetnamelerde gerçekleştirilen sahtecilik dolayısıyla, resmî belgede sahtecilik hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır. Burada söz konusu olan vasiyetname, noter huzurunda yapılmamış olanlardır. Noterin, talep üzerine düzenlediği vasiyetname bir resmî belge olduğundan bu madde kapsamında zikredilmesine gerek yoktur. Burada geçen vasiyetname, ölen kişinin meydana getirdiği el yazısı ile yapılmış veya onun beyanı üzerine özel kişilerce saptanmış vasiyetnamelerdir.
Maddenin ikinci fıkrasında, kamu görevlisi sıfatıyla çalışmasalar bile, tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu kişilerin, görevlerinin gereği olarak gerçeğe aykırı belge düzenlemesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Ancak, düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunacaktır. Böylece, belirtilen kişilerin görevlerinin ifası bağlamında düzenledikleri belgelerin önemi vurgulanmış ve bunlara duyulan güvenin özellikle korunması amaçlanmıştır.
TCK MADDE 210 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay
21.Ceza Dairesi
Esas : 2015/9054
Karar: 2017/772
Karar Tarihi : 16.02.2017
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar …, … ve … müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 Sayılı TCK’nun 210/2. maddesinde yer alan “Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.” şeklindeki düzenleme ile; kamu görevlisi olmayan sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gereği olarak düzenledikleri belgelerin gerçeğe aykırı olması haline özgü özel bir sahtecilik suçu düzenlenmiştir. Buna göre fıkranın ilk cümlesi uyarınca gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi halinde özel belgede sahtecilik suçu ancak düzenlenen bu belge ile 210. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesindeki menfaat veya zarar koşulunun gerçekleşmesi halinde ise resmi belgede sahtecilik suçuna göre cezaya hükmolunacaktır. Anılan fıkrada belirtilen suç faili sağlık mesleği mensubu olmalıdır ve bunların kimler olduğu hususu ise 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde belirlenebilir. Kamu görevlisi olmayan hekim tarafından düzenlenen içeriği sahte raporu kullanan kişinin eylemi ise 207/2. maddesinde düzenlenen sahte özel belgeyi kullanmak suçunu oluşturur. Bu açıklamalar karşısında somut olaya gelince:
Sanık …’ın hafta sonları cumartesi günleri G… Motorlu Taşıtlar Sürücü kursuna gelerek kursiyerleri muayene ettiğinin ve muayene sonrası gerekli notlarını alarak rapor tanzim etmesi için evrakları doktor olan sanık …’a götürdüğünün, sanık …’ın da hiçbir sürücü adayını muayene etmeden rapor düzenlediğinin, sürücü kursu kurucusu olan sanık … ve kurs müdürü sanık …’ ın sanıklar M. ve C. ile birlikte hareket ettiklerinin anlaşılması, suça konu raporların içerik itibariyle sahte olduğu ve özel poliklinikte düzenlenen reçete, tahlil ve benzeri belgelerden olması, düzenlenen bu belgelerin kullanılarak kişi veya kişilere haksız bir menfaat sağlanması ve kamu zararını doğurucu nitelik taşıması karşısında sanıkların eylemlerinin 5237 Sayılı TCK’nun 210/2. maddesinin ikinci cümlesi delaletiyle aynı Kanun’un 204/1. maddesine uyduğu ve bu madde uyarınca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde fazla ceza tayini,
SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar …, … ve … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 Sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
11.Ceza Dairesi
Esas : 2014/6601
Karar : 2016/3323
Karar Tarih : 18.04.2016
2797 Sayılı Yargıtay Yasası’nın 6545 Sayılı Kanun ile değişik “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü yer almaktadır. Yasa, mahkumiyet dışındaki kararlarda sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır.
15.12.2010 tarihli iddianame ile doktor olan şüphelinin, 2006-2007 yılları arasında … Polikliniğinde mesul müdür olarak görev yaptığı sırada anılan özel poliklinikte muayene olan hastalar için düzenlenmiş faturalar ve hasta takip formlarında; bir kısım hastalara verilmiş tahlil ve tetkik hizmetlerinde fazla ücret tahakkuk ettirdiği, sadece muayene hizmetleri alan bir kısım hasta faturalarında da hastalara tahlil ve tetkik yapılmadığı halde yapılmış gibi tahlil ve tetkik ücreti tahakkuk ettirerek farklı tarihlerde düzenlemiş olduğu sahte fatura ve hasta takip formlarını ödemeyi yapacak olan ilgili kurumlara göndermek suretiyle şüphelinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyerek resmi belgede sahtecilik ve bu belgelerle müşteki kurumun zararına, çalıştığı kurum ve kendisi lehine de menfaat sağlamak kastıyla atılı nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs ettiğinden bahisle eylemine uyan 210. madde delaleti ile gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı; iddianamede her ne kadar sanık hakkında sahtecilik suçu yönünden sevk maddesi olarak 204/2. maddesi gösterilmiş ise de; iddianamedeki anlatım ve tavsife göre, … Polikliniğinde görev yaptığı sırada farklı tarihlerde sahte fatura ile hasta takip formu düzenleyen ve kamu görevlisi olmayan doktor sanığın sahtecilik eyleminin 210. maddesinin ında yer alan ” Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca, maddede belirtilen özel sağlık mesleği mensuplarının sahtecilik eylemlerinin, fıkranın ikinci cümlesindeki koşulun gerçekleşmesi halinde devamlılık gösteren daire kararlarında da açıklandığı üzere kamu görevlisi olmaması sebebiyle ( bu yönde Dairemiz dışında Yüksek 21. Ceza Dairesinin 28.12.2015 gün 2015/13365-6682 E,K, 18. Ceza Dairesinin 01.07.2015 tarih 2015/3449-3800 E,K ve 15. Ceza Dairesinin özel hastane doktoru tarafından düzenlenen belgenin özel belgede sahtecilik olduğuna dair 01.12.2014 gün 2013/4106 E., 2014/20090 Sayılı kararı ) ancak 204. maddesinin ındaki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve iddianamede 204. maddesinin ı kapsamında bir kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik eyleminden dolayı açılmış bir dava bulunmaması karşısında;
SONUÇ : 158/1-e maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun ceza miktarına, tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, hükümlerin konusuna, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye gönderilmesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.