İkiz Çek Verilmesi Dolandırıcılık Suçu

Özet : Önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı.

Yargıtay
15.Ceza Dairesi

Esas : 2015/4684
Karar : 2018/3088
Karar Tarihi : 07/05/2018

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

HÜKÜM : 1-TCK’nın 204/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)
2-TCK’nın 158/1-f, son, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suretiyle suça konu 20.000 TL bedelli çeki tamamen sahte olarak oluşturmak suretiyle borçlarına karşılık olarak katılana verdikleri, yapılan incelemede çekin sahte olduğunun belirlendiği, böylece sanıkların resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sabit olmadığı ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından, sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Suça konu çekte keşideci olan şirket yetkilisinin sanık … olduğu, sanığın aşamalarda değişmeyen ifadelerinde, söz konusu çekin ikiz çek olarak düzenlendiğini ve çekin aslının elinde olduğunu belirterek suça konu çekin gerçeğini mahkemeye sunduğu, sanığın, diğer sanık … ile birlikte birbirini tanımadıkları gibi, çeki alan katılanın ve katılanın alacağına karşılık olarak çeki aldığını söylediği … isimli kişinin sanığı tanımadığı, çekteki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığı ve sanığın taraflar arasındaki alacak ve borç ile bir ilgisinin de bulunmadığı dikkate alınarak çeki sahte olarak düzenlenen ve aslında olayın mağduru olan sanık …’ın mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu açısından ayrıca ve aynı suç nedeniyle sanık … açısından; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı dikkate alınarak ve somut olayda, suça konu çekin …isimli kişinin önceden doğan borcuna karşılık olarak sonradan verildiği anlaşılmakla, sanıkların 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j), (k ) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, önce temel cezanın eksik olarak belirlenmesi, daha sonra da doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması eksik adli para cezası tayini,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 07/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.