Dolandırıcılık Suçu ve Cezası

yazar:

kategori:

Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.157-158)

Dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatması, mağdurun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına yarar sağlamasıyla oluşur. Nitelikli dolandırıcılık suçu ise suçun belli dini, sosyal, mesleki, teknolojik araçların veya kamu kurumlarının araç olarak kullanılarak işlenmesidir.

Dolandırıcılık suçunun meydana gelmesi için haksız bir çıkar sağlanması gerekir. Dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığının kabulü için de, hazırlık hareketlerinin bitmesi ve haksız çıkar elde etmeye yönelik icra hareketlerine başlanılması gerekir.

Dolandırıcılık Suçu Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Dolandırıcılık suçu, takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma yapmak ve suçun işlendiği kanaatindeyse kamu davası açmak zorundadır. Dolandırıcılık suçu için şikayet süresi yoktur. Ancak suçun en basit halinde dava zamanaşımı süresi 8 yıl olduğundan en geç 8 yıl içinde şikayet hakkının kullanılarak olayın savcılığa bildirilmesi gerekir.

Basit dolandırıcılık suçu (TCK md.157), taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında, öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir.

Dolandırıcılık Suçu Nereye Şikayet Edilir ve Ne Zaman Tamamlanır?

Dolandırıcılık suçu, kural olarak şikayete tabi değildir. Dolayısı ile suçun soruşturulması ve kovuşturulması, olayın adli makamlara intikali edilmesi ile birlikte re’sen yani kendiliğinden yapılır. Bu suç için görevli Mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi iken, yetkili mahkeme ise, suçun işlendiği yerin mahkemesidir.Bunların yanı sıra; dolandırıcılık suçu, temel şekli gerçekleştiği zaman suçun ve failin öğrenilmesinden itibaren sekiz yılda, nitelikli şekli gerçekleştiyse de on beş yılda zaman aşımına uğrar. Savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma başlatmak ve suçun işlendiği kanaatinde ise, kamu davası açmak zorundadır. Dolandırıcılık suçu için belirlenmiş olan herhangi bir şikayet süresi yoktur. Ama suçun en basit halinde dava zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu için en geç 8 yıl içinde şikayet hakkının kullanılması ve olayın savcılığa bildirilmesi gerekir.

Basit dolandırıcılık suçunda, taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlar arasında yer alır. Uzlaşma kapsamında yer alan suçlarda gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında, öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya ya da yargılamaya devam edilmesi gerekir.Basit dolandırıcılık suçunun cezası, TCK md.157 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, basit dolandırıcılık suçunda fail 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Madde metninde hapis cezası ve adli para cezası birlikte aynı yaptırımın birer parçası olarak düzenlenmiştir. Yani faile hem hapis cezası hem de adli para cezası aynı anda verilir. Faile verilecek adli para cezasının miktarı meydana gelen zararın büyüklüğüne göre belirlenir.

TCK MADDE 157 DOLANDIRICILIK

Dolandırıcılık Suçunun Şartları

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunumuzun 157. maddesinde düzenlenmiş olup şartları kanun maddesinde açıkça ortaya konulmuştur:

“Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.”
Kanunda açıkça ve kısaca, soyut ve genel ifadelerle düzenlenmiş olan bu şartları detaylandırmamız gerekecek olursa:

Hileli Davranış

Hile, nitelikli yalandır. Hileli söz ve davranışlar, bir kimsenin olguya dair algısını bozacak, çarpıtacak ve mağdurun aldatılmasına temel hazırlayacak söz ve davranışlardır. Dolandırıcılık suçunda tipikliğin meydana gelmiş olabilmesi için fail, hileli davranışlarla mağduru manipüle etmiş olmalıdır. Fail tarafından gerçekleştirilmiş olan hileli davranış, belirli bir ağırlığa sahip olmalı, yoğunluklu olmalı ve mağdura yönelik olarak ustaca sergilenmiş olmalıdır. Burada mağdur ile fail arasındaki güven ilişkisi dikkatle ele alınacak bir değişkendir; hileli davranışın kandırmaya elverişli olup olmadığı hususu her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeye tabii tutulur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından verilmiş olan ve 2002/6-306 E., 2002/441 K. sayılı ve 24.12.2002 tarihli karara göre, “…dolandırıcılık suçu, hile ve desiseler yaparak bir kişiyi hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına haksız çıkar sağlamaktır. Bu suç iki konulu bir cürüm olup, malvarlığı yanında kişinin irade serbestisi veya rıza özgürlüğü de korunmaktadır. Çünkü dolandırıcılık suçunda malın teslimi mağdurun rızası ile gerçekleşmekte, fakat bu teslim hile ve desise kullanılarak sakatlanmış, özgür olmayan bir iradeye dayanmaktadır…” ifadeleri ile dolandırıcılık suçunda hile unsurunun fail ile mağdur arasındaki hukuki ilişkiyi ne şekilde bozulmaa uğrattığı açıkça gerekçelendirilmiştir.

Bu anlamda yalnızca yalan söylemiş olmak, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli kabul edilmemektedir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmamaktadır.

Hal böyleyken hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Burada hileye ilişkin bu saptamanın kanun koyucunun bilinçsizce içinde bulunduğu bir tavırdan değil, bilinçli bir şekilde, sosyal ve ekonomik yaşamın gereklerinin farkında olarak gerçekleştirilmiş bir seçimden bahsetmek gerekir.

Fail tarafından yapılmış olan “yalan” açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir.


Aldatıcı Nitelik

Hileli olduğu iddia edilen davranış, herhangi bir insanı aldatabilecek nitelikte olmalıdır. Herhangi bir insandan kastedilen: hileli davranış dürüst, makul ve orta zekalı bir insanı aldatabilecek nitelikte olmalıdır. Bu anlamda basit bir yalanın dolandırıcılık suçunun unsuru olan hile olarak nitelendirilmesi, genel geçer etik ve ahlak anlayışına aykırı her türlü davranışın dolandırıcılık suçunu meydana getirmesine sebebiyet verebilirdi.

Haksız Kazanç

Dolandırıcılık suçunun medyana gelebilmesi için: failin hileli davranış sonucunda mağdur veya bir başkasının zarara uğramasıyla birlikte fail veya bir başkasının bu durumdan fayda sağlaması, kazanç elde etmesi gerekmektedir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu/Dolandırıcılık Suçunun Nitelikli Hali

  • Türk Ceza Kanunumuzun 158. maddesine göre dolandırıcılık suçunun;
  • Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  • Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  • Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
  • Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  • Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  • Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
  • Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  • Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
  • Sigorta bedelini almak maksadıyla,

Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Dolandırıcılık suçunun nitelikli halinde, suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına işlenmiş olması, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmiş olması, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmiş olması halinde, sigorta bedelini almak maksadıyla işlenmiş olması halinde ve kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi hâllerinde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Dolandırıcılık suçunu işleyen failin mağduru, kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, kendisine veya bir başkasına menfaat temin etmesi hali de suçun nitelikli halidir ve fail üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının, üç veya daha fazla kişi tarafından, birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanun’unun belirlemiş olduğu ceza prosedürü 24.11.2016 tarihinden önce işlenen dolandırıcılık suçunun cezası, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıdır. Fakat nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 6763 sayılı kanuna bağlı olarak artırılarak yeniden düzenlenmiştir. Bu anlamda nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen kişiler, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olarak, beş bin güne kadar da adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Kanunda yer alan bir başka madde ise, ayrıca belirtilen maddelerden herhangi birinin işlenmesi sonucunda suçun cezası alt sınırı 4 yıldan, adli para cezasının miktarı ise elde edilen haksız kazancın iki katından az olamaz. Ayrıca belirtilen maddeler;

  1. Devletin bağlı olduğu kamu ve kuruluşların zararında eylem gerçekleştirmek,
  2. Teknoloji ve bilişim sistemleri kullanımı ile suçu gerçekleştirmek,
  3. Banka ve finansal kuruluşların aracılığı ile suçu gerçekleştirmek,
  4. Suçu işleyen failin kendisini herhangi bir finansal kuruluş veya kamusal kurumda çalıştığını ve ilişiği olduğunu öne sürerek suçu gerçekleştirmesi veya herhangi bir kamu kuruluşunda hatırı sayıldığından bahsederek onlar nezdinde suçu gerçekleştirmesi.

Ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçu, failin ağır ceza mahkemesinde yargılanmasını gerektirdiğinden dolayı savunmasının bir ceza avukatı tarafından yapılması gerekir.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Etkin Pişmanlık Ceza İndirimi

Nitelikli dolandırıcılıkta etkin pişmanlık, suçu gerçekleştiren failin gerçekleştirdiği suç nedeniyle pişman olması, suçun yarattığı zararı ortadan kaldırmaya çalışması, mağduriyeti azaltması olarak tanımlanmaktadır. Nitelikli dolandırıcılık da etkin pişmanlık ile cezai indirim uygulanabilecek bir suçtur. Dava öncesi failin zararı en aza indirmesi ve mağduriyeti ortadan kaldırmaya çalışması, cezanın 2/3’ü kadarını indirebilmektedir. Davanın açıldıktan sonra giderilmeye çalışılan mağduriyette ise indirim ½’ye kadar indirilebilir.

Ceza Davasında Karar Duruşması Ne Demek ?

Detaylı bilgi için bize ulaşın


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesaj Yaz
💬 Yardıma mı ihtiyacınız var?
Sorularınız için bize yazın. Avukatlarımız size Online olarak destek verecektir.