Nitelikli Dolandırıcılık Suçu
(1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013 6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Dolandırıcılık Suçunun Şartları
Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunumuzun 157. maddesinde düzenlenmiş olup şartları kanun maddesinde açıkça ortaya konulmuştur:
“Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.”
Kanunda açıkça ve kısaca, soyut ve genel ifadelerle düzenlenmiş olan bu şartları detaylandırmamız gerekecek olursa:
Hileli Davranış
Hile, nitelikli yalandır. Hileli söz ve davranışlar, bir kimsenin olguya dair algısını bozacak, çarpıtacak ve mağdurun aldatılmasına temel hazırlayacak söz ve davranışlardır. Dolandırıcılık suçunda tipikliğin meydana gelmiş olabilmesi için fail, hileli davranışlarla mağduru manipüle etmiş olmalıdır. Fail tarafından gerçekleştirilmiş olan hileli davranış, belirli bir ağırlığa sahip olmalı, yoğunluklu olmalı ve mağdura yönelik olarak ustaca sergilenmiş olmalıdır. Burada mağdur ile fail arasındaki güven ilişkisi dikkatle ele alınacak bir değişkendir; hileli davranışın kandırmaya elverişli olup olmadığı hususu her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeye tabii tutulur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından verilmiş olan ve 2002/6-306 E., 2002/441 K. sayılı ve 24.12.2002 tarihli karara göre, “…dolandırıcılık suçu, hile ve desiseler yaparak bir kişiyi hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına haksız çıkar sağlamaktır. Bu suç iki konulu bir cürüm olup, malvarlığı yanında kişinin irade serbestisi veya rıza özgürlüğü de korunmaktadır.
Çünkü dolandırıcılık suçunda malın teslimi mağdurun rızası ile gerçekleşmekte, fakat bu teslim hile ve desise kullanılarak sakatlanmış, özgür olmayan bir iradeye dayanmaktadır…” ifadeleri ile dolandırıcılık suçunda hile unsurunun fail ile mağdur arasındaki hukuki ilişkiyi ne şekilde bozulmaa uğrattığı açıkça gerekçelendirilmiştir.
Bu anlamda yalnızca yalan söylemiş olmak, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli kabul edilmemektedir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmamaktadır.
Hal böyleyken hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Burada hileye ilişkin bu saptamanın kanun koyucunun bilinçsizce içinde bulunduğu bir tavırdan değil, bilinçli bir şekilde, sosyal ve ekonomik yaşamın gereklerinin farkında olarak gerçekleştirilmiş bir seçimden bahsetmek gerekir.
Fail tarafından yapılmış olan “yalan” açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir.
Aldatıcı Nitelik
Hileli olduğu iddia edilen davranış, herhangi bir insanı aldatabilecek nitelikte olmalıdır. Herhangi bir insandan kastedilen: hileli davranış dürüst, makul ve orta zekalı bir insanı aldatabilecek nitelikte olmalıdır. Bu anlamda basit bir yalanın dolandırıcılık suçunun unsuru olan hile olarak nitelendirilmesi, genel geçer etik ve ahlak anlayışına aykırı her türlü davranışın dolandırıcılık suçunu meydana getirmesine sebebiyet verebilirdi.
Haksız Kazanç
Dolandırıcılık suçunun medyana gelebilmesi için: failin hileli davranış sonucunda mağdur veya bir başkasının zarara uğramasıyla birlikte fail veya bir başkasının bu durumdan fayda sağlaması, kazanç elde etmesi gerekmektedir.
Dolandırıcılık Suçunun Özellikleri
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için hile ya da aldatma tek başına bir unsur kabul edilmemektedir. Suçta mağdur maddi zarara uğratılırken aynı zamanda başka bir kişi haksız menfaat elde etmelidir.
Suç kasten işlenebilmektedir. Dolandırıcılık suçunun taksirle işlenmesi mümkün olmayıp fail suçu bilerek ve isteyerek işleyebilir.
Dolandırıcılık suçunda fail herkes olabilmektedir. Dolandırıcılık suçu, özgü suç değildir. Ancak dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinin bazılarında failin belli bir meslek ya da sıfata sahip olması gerektiğinden sadece o fıkralar adına özgü suç denilebilir. Aynı şekilde dolandırıcılık suçunun mağduru da herkes olabilir.
Suç ile korunmak istenen hukuki değer mal varlığı, mülkiyet hakkıdır. Hile ve aldatma unsuru da olduğundan mağdurun güven ihlali de gerçekleştiğinden korunan hukuki değerlerden birisi de güven de denilebilir.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın
Bir yanıt yazın