Antrepo işleticileri ve kullanıcıları; eşyanın gümrük antreposunda bulunduğu süre içerisinde gümrük gözetimi altında bulunmasını sağlamak, eşyanın iyi muhafaza edilmesi konusunda yükümlülüklerini yerine getirmek ve izinde belirtilen şartlara uymak zorundadır.
Antrepo işleticileri ve/veya kullanıcıları, antrepolarına alınan eşyanın girerken gümrük idaresince tespit edilen miktarı üzerinden ve eğer tespit yapılmamışsa belgelerinde yazılı miktarları üzerinden, antrepoda eşya değiştirilmesinden, gümrük idaresine karşı mali bakımdan sorumludur.
Bu sorumluluk, eşyanın gümrük idaresince tespit olunan veya belgelerinde ve antrepo beyannamesinde yazılı miktarına ve cinsine göre eksiklik veya değişiklik ortaya çıkması halinde, bunlara ait gümrük vergilerinin ve cezalarının ödenmesini kapsar.
Ancak ; a) Eşyanın tabiatından doğan kayıp ve firelerin,
b) Gümrüğün gözetimi ve denetimi altında, antrepoda yapılan işleme faaliyeti sonucu ortaya çıkan noksanlıkların,
c) Antrepo işleticilerinin ve kullanıcılarının kusur ve hatalarından meydana gelmeyen telef, kayıp, çalınma ve diğer haller dolayısıyla meydana gelen eksikliklerin, gümrük idaresine ispat edilmesi ve bunun idarece de kabul edilmesi halinde sorumluluk söz konusu olmaz.
Eşya gümrük vergileri de dahil olduğu halde sigortalanmış ve sigorta sözleşmesine göre bu vergileri sigorta şirketinden tazminat olarak alınmış ise, bu gibi noksanlık ve eksikliklere ait gümrük vergileri sigorta ettirenden veya lehine ettirilenden alınır.
Yukarıda yazılı nedenler dışında kalan noksanlıklar kabul edilmez. Bunların vergi ve cezaları toplamından oluşan tutar, yerine göre işletici veya kullanıcıya tazmin ettirilir.
Antrepoya konulan eşyadan kim sorumludur/Antrepo işleticilerinin ve kullanıcılarının sorumlulukları nelerdir?
Antrepo işleticisi; gümrük antreposunda bulunduğu süre içerisinde eşyanın gümrük gözetimi altında bulunmasını sağlamaktan, gümrük antrepo rejimi kapsamında eşyanın muhafaza edilmesiyle ilgili yükümlülükleri yerine getirmekten ve izinde belirtilen özel şartlara uymaktan sorumludur. Ancak bir genel antrepo işletilmesi için izin verildiğinde, antrepo veya eşyanın özelliklerine göre bu yükümlülüklerin münhasıran kullanıcıya ait olduğu, işletme izninde belirtilebilir. Kullanıcı, eşyanın antrepo rejimine tabi tutulmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmekten her halükarda sorumludur.
Antrepo işleticileri ve/veya kullanıcıları, eşyanın antrepoya alınırken gümrük idaresince tespit edilen miktarı üzerinden ve eğer tespit yapılmamışsa belgelerinde yazılı miktarları üzerinden, antrepoda eşya değiştirilmesinden, gümrük idaresine karşı mali bakımdan sorumludurlar. Bu sorumluluk, eşyanın gümrük idaresince tespit olunan veya belgelerinde ve antrepo beyannamesinde yazılı miktarına ve cinsine göre eksiklik veya değişiklik ortaya çıkması halinde, bunlara ait gümrük vergilerinin ve cezalarının ödenmesini kapsamaktadır. Ancak;eşyanın tabiatından doğan kayıp ve firelerden, gümrüğün gözetimi ve denetimi altında, antrepoda yapılan işleme faaliyeti sonucu ortaya çıkan noksanlıklar ile antrepo işleticilerinin ve kullanıcılarının kusur ve hatalarından meydana gelmeyen telef, kayıp, çalınma ve diğer haller dolayısıyla meydana gelen eksikliklerden gümrük idaresine ispat edilmesi kaydıyla herhangi bir sorumluluk bulunmamaktadır. Bunların dışında kalan noksanlıklar için ise antrepo tipine ve işletici ile kullanıcı arasındaki sözleşme hükümlerine göre işletici veya kullanıcının maddi sorumluluğu bulunmaktadır.
Antrepo Sahibinin Sorumluluğu
Eşya sahibinin antrepo sözleşmesinin tarafı olduğu istisnai haller bir tarafa bırakılırsa, uygulamada genellikle antrepo sözleşmesinin tarafının taşıyıcı olduğu söylenebilir. Bu durumda, sözleşmesel sorumluluk da antrepo sahibi ile taşıyıcı arasındadır. Antrepo sahibi taşıyıcıya karşı, eşyayı muhafaza etme, başka eşyalar ile karıştırmama, gerekli özeni gösterme ve eşyayı aldığı hali ile iade etme borcu altındadır. Taşıyıcı ise antrepo ücretini ve muhafazanın sebebiyet verdiği bütün masrafları ödemekle yükümlüdür. (818 sayılı BK m. 473 vd, 6098 sayılı BK m. 571 vd.)
Taşıyıcının Antrepo Sözleşmesine Taraf Olmasının Taşıma Sözleşmesi Kapsamındaki Sorumluluğuna Etkisi
Taşıyıcının taşıma sözleşmesi kapsamındaki sorumluluğunun son bulabilmesi için, eşyanın alındığı şekli ile varma yerinde gönderilene teslim edilmesi gerekmektedir. Gönderilene teslim anına kadar sorumluluk devam edeceğinden, zarar sorumlusunun belirlenebilmesi bakımından teslim anının tespiti büyük önem taşımaktadır. Eşyanın gümrüğe teslim edilmiş olduğu durumlarda gönderilene teslimin mevcut olup olmadığı bu açıdan büyük önem taşımaktadır.
Antrepo sözleşmesinin taşıyıcı ile kurulduğu durumlarda, taşıyıcı eşyayı gümrüğe getirerek özel hukuk tüzel kişisi tarafından işletilen genel antrepoya teslim ettiğinde, taşıma sözleşmesi kapsamındaki sorumluluğundan kurtulamamaktadır. BK m. 100 hükmüne göre, bir borcun ifasını veya bir borçtan mütevellit bir hakkın kullanılmasını beraber yaşadığı kişilere ya da maiyetinde çalışanlara kanuna uygun olarak bırakan kişi, bu kişilerin borcun ifası-hakkın kullanılması sırasında verdikleri zararlardan diğer tarafa karşı sorumludur. TTK m. 782 hükmüne göre, taşıyıcının kullandığı kişilerin veya maiyetinde çalışanların kusurları kendi kusuru hükmündedir. Benzer bir hüküm CMR m. 3’de de yer almaktadır. Varşova Konvansiyonu m. 18’e göre ise, zarara sebep olan olayın hava taşıması sırasında meydana gelmesi şartı ile, havayolu taşıyıcısı bagajın ve taşınan emtianın tahrip, kayıp veya hasara uğramasından doğan zarardan sorumludur. Hava taşıması kavramının ifade ettiği sürecin ise, bagaj veya yükün bir havaalanında veya bir hava aracında veya havaalanı dışına iniş yapılması durumunda herhangi bir yerde taşıyıcının koruması altında bulunduğu süreyi kapsayacağı aynı maddede ifade edilmiştir. Taşıyıcının koruması altında bulunmak, fiilen emtianın taşıyıcının elinde bulunmasının yanı sıra, taşıyıcının akdettiği anlaşmalarla eşyayı koruma altına aldırması durumunu da kapsamaktadır.
Antrepoda ki malın /ürünlerin sigortalanması
Antrepoda bulunan / bırakılan malların / ürünlerin sigortalanması durumunda sigortanın hangi maksatlı olarak yapıldığı ve sigorta poliçesinin içeriği büyük önem taşımaktadır. Antrepoda meydana gelebilecek olan hasarlar ve mücbir sebepler (yangın, deprem, sel, yıldırım ve diğer doğa olayları vs) meydana gelir ise bu durumda sigorta poliçesinin içeriğine göre antrepoda bulunan malların / ürünlerin tazmininin hangi doğrultuda olacağı önem taşıyacaktır.
Hem Antrepo sahibinin (sorumlusunun) hem de sigorta şirketinin sorumlu tutulabileceği hallerde meydana gelebilecektir. Kimi durumlarda ise yalnızca sigorta şirketi veya antrepo sahibi sorumlu olabilecektir.
MALIN ZAYİ OLMASININ VERGİSEL SONUÇLARI:
KDV sisteminde alış belgelerinde gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine dayanmaktadır. 1 seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir katma değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesinin, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracağı; bu nedenle, Kanunun 30/c maddesi uyarınca, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği belirtilmiştir.
Zayi olan mal kavramının vergi hukukunda tanımlanmamış olması nedeniyle her olayın koşulları irdelenerek sağlıklı bir yoruma ulaşılması mümkün olacaktır. Örneğin, şişelerin darbe almasıyla içeceklerin dışarıya akması, çıkan yangın nedeniyle alev alan yakıt tankının içindeki benzinin yanıp tükenmesi veya tankerin devrilip akaryakıtın toprağa karışması, kamyonun devrilerek tüm yumurtaların kırılması, bazı ürünlerin buharlaşması gibi vb. çok çeşitli durumlarda vergi hukuku açısından malın zayi olduğundan bahsedilebilecektir.
Öte yandan, aynı bentte bu genel hükme istisna olarak, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine olanak tanınmaktadır. Özetle, KDV indirimi;
– Sel
– Deprem
– Maliye Bakanlığınca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerde,
– Faydalı ömrünü kısmen (kısmen KDV İndirimi var) veya tamamen tamamlamış ATİK’ler için zayi olan mal olarak işlem yapılmayacak ve KDV indirimi olanaklı hale gelecektir.
Örneğin; yangın nedeniyle bir şirketin deposunda yer alan akaryakıtın zayi olması veya bu olayın Maliye Bakanlığı’nca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yerde olması koşuluyla, yangın nedeniyle malların kullanılamaz duruma gelmesi halinde bu mallara ilişkin yüklenilen vergiler de indirim konusu yapılabilecektir. Değer düşüklüğü bu kapsama girmemektedir. Daha sonra Kanunun 30/c maddesinde yapılan değişiklikle parantez içi hükme göre mal kavramının ATİK’ler için de geçerli olduğu hususu kesinlik kazanmış olduğunu hatırlatmak isteriz.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli noktanın deprem ve sel felaketinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’(kısaca Maliye Bakanlığı)nın mücbir sebep ilan etmesine gerek olmamasına rağmen, yangın durumunda böyle bir idari kararın varlığının KDV’nin indirimi için zorunlu unsur olduğudur.
Benzer makaleler için tıklayın