YABANCI ARABULUCULAR TARAFINDAN VERİLEN KARARLARIN TENFİZİNE İLİŞKİN HÜKÜM BULUNMADIĞI

Özet : Uyuşmazlık; iddianın ileri sürülüş biçimine göre, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı yan vekili, tenfizini talep ettiği kararın hakem (tahkim) kararı niteliğinde olduğunu ileri sürmüş ise de kararın dava dilekçesine ekli tercümesinde, dava konusu kararın bir “arabuluculuk kararı” olarak belirtildiği görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 5718 Kanun’da, yabancı arabulucular tarafından verilen kararların tenfizine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nda da bu yönde bir hükme rastlanılmamıştır. Her ne kadar konuyla ilgili 2008/52 sayılı …. üyesi devletler bakımından, arabuluculuk kararlarının diğer üye devletler nezdinde tenfizine ilişkin bir takım hükümler mevcut ise de söz konusu yönergenin, .. üyesi bulunmayan … açısından bağlayıcı nitelikte olup olmadığı da mahkemece değerlendirilmemiştir. Mahkemece, gerektiği takdirde konuyla ve kararın verildiği ülke hukuku ilgili olarak..’ndan yahut anılan Bakanlık aracılığıyla yetkili yabancı makamlardan bilgi alınmak suretiyle dava konusu kararın niteliği kesin olarak belirlenip bundan sonra tenfizi kabil bir karar olup olmadığı hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yolda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Dava konusu kararın yabancı hakem kararı olarak nitelendirilmesi halinde dahi bu kararların tenfizi için öncelikle dava dilekçesi ekinde 5718 sayılı Kanun’un 61. maddesi uyarınca ibrazı gereken bilgi ve belgelerin mevcudiyeti aranmalı, eksik olması halinde ise bu konuda davacıya kesin önel vermek suretiyle sonuca varılmalıdır. Mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması kabul biçimi itibariyle de yerinde değildir.

T.C.
Yargıtay
11.Hukuk Dairesi

Esas : 2015/13151
Karar : 2016/2168
Karar Tarihi : 19.02.2016

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/09/2014 tarih ve 2014/11-2014/477 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının … çalıştığını, davalı …’ın da olay tarihinde…-…’da çalıştığını, müvekkili davacı ile davalı arasında meydana gelen alacak-borç ilişkisi nedeniyle tarafların …’da tahkime başvurduklarını ve… Mahkeme Katipliğinin 15.05.2012 tarih ve … nolu müracaatları ile aralarındaki ihtilafın tahkim marifeti ile çözülmesini talep ettiklerini, mahkeme hakiminin de onayladığı tahkim kararının kesinleştiğini, davalı …’ın davacı …’a 23.03.2008 tarihinden bu yana yasal faizi ile birlikte 17.284,00 Euro borçlu olduğunu, yine tahkim kararında açıkça belirtildiği gibi 4.062,91 Euro tahkim masrafından da sorumlu olduğuna karar verildiğini, davalının davacıya 21.346,91 Euro’yu faiz ile birlikte borçlu bulunduğunu, beyan ederek,…-… Mahkeme Katipliğinin 15.05.2012 tarih… nolu… Yargıcı tarafından onaylanan 11.06.2012 tarihli kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre,… Mahkeme Katipliğinin 15/05/2012 tarih ve… nolu… Yargıcı tarafından onaylanan 11/06/2012 tarihli kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
1- Dava, iddianın ileri sürülüş biçimine göre, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı yan vekili, tenfizini talep ettiği kararın hakem (tahkim) kararı niteliğinde olduğunu ileri sürmüş ise de, kararın dava dilekçesine ekli tercümesinde, dava konusu kararın bir “arabuluculuk kararı” olarak belirtildiği görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 5718 sayılı …l Hukuku Hakkında Kanun’da, yabancı arabulucular tarafından verilen kararların tenfizine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nda da bu yönde bir hükme rastlanılmamıştır. Her ne kadar konuyla ilgili 2008/52 sayılı …. üyesi devletler bakımından, arabuluculuk kararlarının diğer üye devletler nezdinde tenfizine ilişkin bir takım hükümler mevcut ise de, söz konusu yönergenin,.. üyesi bulunmayan …açısından bağlayıcı nitelikte olup olmadığı da mahkemece değerlendirilmemiştir.
Şu halde, mahkemece, gerektiği takdirde konuyla ve kararın verildiği ülke hukuku ilgili olarak..’ndan yahut anılan Bakanlık aracılığıyla yetkili yabancı makamlardan bilgi alınmak suretiyle, dava konusu kararın niteliği kesin olarak belirlenip bundan sonra tenfizi kabil bir karar olup olmadığı hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yolda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Öte yandan, dava konusu kararın yabancı hakem kararı olarak nitelendirilmesi halinde dahi, bu kararların tenfizi için, öncelikle, dava dilekçesi ekinde 5718 sayılı Kanun’un 61. maddesi uyarınca ibrazı gereken bilgi ve belgelerin mevcudiyeti aranmalı, eksik olması halinde ise bu konuda davacıya kesin önel vermek suretiyle sonuca varılmalıdır. Mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması, kabul biçimi itibariyle de, yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.