Vasiyetname, en basit tanımıyla vefat etmeden önce miras bırakacak kişinin son dilek ve arzularını, belirli koşullar etrafında sözlü veya yazılı olarak bildiren belgedir. Hukuk düzenimizde ölüme bağlı tasarruf işlemlerinden de bir tanesidir. Kanuni düzenlemelerimiz miras bırakana diğer tabirle murise belirli bir tasarruf özgürlüğünün sınırlarını çizerek malvarlığının tamamında ya da bir bölümünde vasiyet düzenleyerek tasarrufta bulunabilme fırsatı tanımıştır.
Hukuk düzenimizde üç türde vasiyetname yapılabilir. Bunlar;
- El yazılı vasiyetname
- Sözlü vasiyetname
- Resmi vasiyetname
Vasiyetname tek taraflı olarak yapılabilen bir ölüme bağlı tasarruftur. Yani karşı tarafa ulaşmasına veya rıza göstermesine gerek yoktur. ( İstisna vasiyet edilen kişi mirası reddetmesi halidir ) .Her ne kadar vasiyet eden kişi dilediği gibi vasiyetinde tasarruf edebilir gibi gözükse de durum böyle değildir. Nitekim vasiyetname yaparken saklı pay mirasçılarının da saklı pay haklarını gözetmesi gerekmektedir. Vasiyet eden murisin tasarruf edemediği bölüm ise yasal mirasçılarına kalacaktır. Saklı pay düzenlemesinin amacı da yasal mirasçıların en azından belirtilen oranlarda korunmasıdır. Tabi miras bırakanın hiçbir şekilde saklı pay hakkı olan yasal mirasçıları yoksa o halde muris mirasının/malvarlığının tamamında tasarruf edebilir.
Miras Bırakan Vasiyetname İle Ne Tür İşlemler Yapabilir?
Miras bırakan muris ölüme bağlı tasarruf ile aşağıda sayılan işlemleri yapabilecektir.
- Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapma.
- Mirasçılıktan çıkarma
- Mükellefiyetle koyma ( Yani vasiyetin belirli koşullara şartlara tabi tutularak verilmesi hali )
- Yedek mirasçı atama
- Art mirasçı atama
- Vakıf kurma vasiyet etme.
- Mirasçı atama
Vasiyetname Düzenleyebilmek İçin Gereken Şartlar Nelerdir ?
Vasiyet düzenleyebilmek için daha doğrusu vasiyetin geçerli olabilmesi için 2 temel şart vardır.
- Ayırt etme gücüne sahip olmak
- On beş yaşını doldurmuş olmak
Bu şartlar varsa kişinin vasiyet düzenlemesi mümkündür. Tabi bu sayılan şartları yalnızca ön şart olarak düşünmek gerekir. Nitekim her bir vasiyet türüne göre gereken diğer şekli şartların da tamamlanması gerekmektedir.
Vasiyetname Çeşitleri Nelerdir?
Hukuk düzenimizde üç türde vasiyetname yapılabilir. Bunlar;
- El yazılı vasiyetname
- Sözlü vasiyetname
- Resmi vasiyetname
El Yazılı Vasiyetname
El yazılı vasiyetname en basit tanımıyla; yıl, ay, gün gösterilerek yazının tamamının murisin kendi el yazısıyla yazdığı ve imzaladığı son arzularını içerir yazılı belgedir. Yazının tamamının muris tarafından yazılması, imzalanması, tarih bilgilerinin oluşu tamamen kanun tarafından zorunlu görülen şartlardır. Aksi durumda söz konusu vasiyet geçerli olmayacaktır. Bu vasiyet türünde okuma yazma bilmeyen kimselerin yazılı vasiyet hazırlaması mümkün değildir. Yazılı vasiyette imza muris tarafından yazının en altına atılması gerekmektedir.
El yazılı vasiyetname hazırlandıktan sonra, saklanmak ve ölümden sonra açılmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir. Burada kanuni ifade bırakılabilir şeklindedir. Yani kişi el yazısı ile yazdığı vasiyetini resmi mercilere bırakmayıp kendisi de muhafaza edebilir. Ya da üçüncü bir kişiden muhafaza etmesini isteyebilir.
Sözlü Vasiyetname
Sözlü vasiyet denince hemen nasıl olacağı, bu durumun kötüye kullanılabileceği ve nasıl sonuçlara sebep olacağı konusunda çeşitli tereddütler oluşabilir. Ancak merak etmeyiniz. Kanun bu tarz durumlara yol açmamak adına bu vasiyet türüne ancak ve ancak 2 durumda imkan vermiştir. O da belirli şekilde gerçekleşirse geçerli olacaktır. Öncelikle bu iki duruma bakalım.
1. Olağanüstü bir durum
2. Olağanüstü durum nedeniyle resmi ya da el yazılı vasiyetnamenin yapma imkanının bulunmaması gerekmektedir.
Peki olağanüstü durum deyince ne anlayacağız ?
Kanunda yakın ölüm tehlikesi, hastalık, ulaşımın kesilmesi ve savaş gibi halleri olağanüstü durum olarak kabul etmiştir. Ancak bu saydığımız haller dışında başkaca olağanüstü durumlar da olabilir. Yani olağanüstü durumlar kanunda sayılanlarla sınırlı tutulmamıştır. Önemli olan şey olağanüstü durumun vasiyetin yapıldığı anda mevcut olmasıdır. Somut durumun özelliklerine göre vasiyetin iptali için dava açıldığı takdirde olağanüstü durumun varlığı ya da yokluğu hakim tarafından belirlenecektir.
Sözlü vasiyetnamenin yapılış şekline geçersek ;
İlk olarak olağanüstü hal içerisinde bulunan murisin son isteklerini iki tanığa/şahide sözlü olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu esnada her iki tanığın da aynı anda hazır bulunması gerekmektedir. Yoksa bir tanık önce geldi dinledi gitti, diğeri sonra geldi dinledi gitti şeklinde bir sözlü vasiyet geçerli olmaz. Miras bırakan son isteklerini içerir beyanını vererek aynı zamanda şahitlere bu beyanatına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini de yüklemektedir. Şahitlerin elbette bu görevi kabul etme zorunlulukları bulunmamaktadır. Ancak tanıklar görevi kabul ederse ; Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur-yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin kanuni yasaklar, sözlü vasiyette de aynen geçerli hale gelmektedir. Tanıkların miras bırakanın kimliğinde emin iseler, son sözler söylenirken edilirken miras bırakanı görmek zorunda değildirler. Önemli olan kimliğinden emin olunması ve beyanların duyulabiliyor olmasıdır.
Bu aşamadan sonra tanıkların izleyebileceği iki yöntem vardır:
- İlki sözlü vasiyetnamenin tanıklar tarafından yazıya dökülerek ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine vermek. Burada tanıklar mutlaka miras bırakanı vasiyetname yapmaya yetkili gördüklerini, onun son isteklerini olağanüstü hal içinde kendilerine beyan ettiğini hâkime beyan ederler.
- İkinci yol ise; Şahitler, bir belge düzenlemek yerine, her ikisi de vakit kaybetmeden mahkemeye giderek yukarıdaki hususları beyan edip miras bırakanın son isteklerini mahkeme kaleminde hakim huzurunda bir tutanağa geçirtmeleri de mümkündür.
Ancak kimi durumlarda bazı kimseler hâkim yerine geçerek vasiyetnameyi onaylayabilir. Söz konusu hükme göre sözlü vasiyetname yoluna başvuran kimse;
- Ülke sınırları dışında bulunan bir ulaşım aracında olan kişi sözlü vasiyet işleminde bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi, kaptanı
- Askerlik hizmetinde bulunan kişi sözlü vasiyet veriyorsa bu durumda teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay
- Sağlık kuruluşlarında tedavi edilmekte olan kişi sözlü vasiyetname işleminde bulunuyorsa da sağlık kurumunun en yetkili kişisi hâkim yerine geçecektir.
Sözlü vasiyetname istisnai bir vasiyetname türü olduğundan ve kötüye kullanılmaması için de olağanüstü haller içinde bulunan murisin sonradan resmi vasiyetname veya el yazılı vasiyetname yapma olanağı oluşursa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince de sözlü vasiyet kendiliğinden hükümden düşer. Böyle bir durumda sözlü vasiyetname kendiliğinden geçersiz hale geldiğinden, vasiyetnamenin iptaline veya hükümsüzlüğüne ilişkin dava açmaya lüzum yoktur.
Resmi Vasiyetname
Resmi vasiyetname, iki şahidin bulunması şartıyla resmi memur tarafından düzenlenen vasiyetname türüdür. Resmi memurdan kasıt sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Ancak kanunda bazı kimselerin resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur ya da tanık olarak katılması yasaklanmıştır. Bunlar ;
- Bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklanmış kişiler
- Fiil ehliyeti bulunmayanlar,
- Miras bırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri
- Okur-yazar olmayanlar,
Buradan aynı zamanda şöyle bir sonuç da çıkmaktadır ; resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve şahitlere, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada yapılamayacaktır. Aksi halde tasarruf işlemi sakat olmaktadır. Dolayısıyla böyle bir ihtimalde vasiyetin iptali davası açılarak vasiyet iptal edilebilir. Ancak burada önemli olan husus iptal davasıyla tasarrufun tamamı değil yalnızca bu kazandırmalar iptal edileceğidir. İptal edilen kısım ise yine yasal mirasçılara kalacaktır.
Resmi vasiyetname de vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesine gerek yoktur. Çünkü miras bırakanın son istekleri resmi memura beyan edilmiş olmaktadır ve iradesine uygun olarak düzenlenen belgeye imza atmaktadır.
Ancak bazen, miras bırakanın okuma-yazmasının olmadığı, vasiyetnameyi bizzat okuyamadığı veya yazamadığı durumlar da olabilmektedir. Bu halde de vasiyeti düzenlemekle görevli olan memur, miras bırakanın kendisine bildirdiği son isteklerini içeren vasiyetnameyi bizzat kendisi yazar. Memurun vasiyetnameyi yazmasının akabinde resmi memur vasiyetnameyi iki şahidin huzurunda miras bırakana okur ve bunun üzerine miras bırakan vasiyetnamenin son isteklerini içerdiğini ve iradesine uygun hazırlandığını iki tanığın önünde beyan eder. Ardından şahitler hem miras bırakanın beyanının kendi huzurlarında yapıldığını ve miras bırakanı tasarrufa yetkili gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi huzurlarında memur tarafından miras bırakana okunduğunu ve vasiyetnamenin miras bırakanın son arzularını içerdiğini beyan ettiklerini vasiyetnameye yazarak ya da yazdırarak altını imzalarlar.
Her türlü durumda da kanunda yer verilen şartlara uygun olarak hazırlanan vasiyetnamenin, vasiyetnameyi hazırlayan resmi memur tarafından aslının saklanması ve muhafaza edilmesi gerekmektedir. Bu durum resmi memurlara kanun tarafından yüklenmiş bir yükümlülüktür.
Resmi vasiyetname ile ilgili Yargıtay tarafından verilmiş olan bir kararı incelemek isterseniz linke tıklayabilirsiniz.
[divider style=”dashed” top=”20″ bottom=”20″]
Vasiyetnamenin Açılması
Vasiyetname miras bırakanın vefatının ardından vakit kaybetmeksizin Sulh Hukuk Mahkemesi ne sevk edilir. Mahkeme vasiyetnameyi 1 ay içerisinde açmak zorundadır.
Bu işlem miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılır.
Vasiyetnamenin İptali Davası
Kanunda vasiyetnamenin iptali davası açılabilmesi gereken sebepler sayılıdır. Ancak vasiyetnamenin iptali kanunda sayılan sebeplerden en az birinin olması durumunda mümkündür. Kanunda belirtilmeyen sebeplerle dava açılamaz. Bu sebepleri açıklarsak ;
- Vasiyetname miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa,
- Vasiyetname yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa,
- Vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise,
- Vasiyetname kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu edilebilir.
Vasiyetnamenin İptali Davasını Kim Açabilir ?
İptal davası, vasiyetnamenin iptalinde menfaati olan mirasçı ya da vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir.Açılacak dava ile vasiyetnamenin tamamının ya da bir kısmının iptal edilmesi mümkündür.
Vasiyetnamenin İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli ve yetkili mahkeme miras bırakanın son yerleşim yeri olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Buradaki yetki kuralı kesin yetki kuralıdır ve açılan davada hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
Vasiyetnamenin İptali Davasında Hak Düşürücü Süreler
İlgili davada dava açabilecek kişinin vasiyetnamenin iptal sebebini ya da sebeplerini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl içinde düşer. Vasiyet usulüne uygun olarak açılıp ilgililere tebliğ edilmeden bu bir yıllık süre işlemez. Ancak her şart altında bu dava İyi niyetli davalılara karşı on yıl, İyi niyetli olmayan davalılara karşı da yirmi yıl geçmekle düşer.
Ayrıca vasiyetname düzenleyecek olan kişilerin nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında tarafımca köşe yazarlığını yaptığım Hakimiyet Gazetesindeki yazımı incelemek isterseniz linke tıklayabilirsiniz.