TCK MADDE 198 PARAYA EŞİT SAYILAN DEĞERLER

Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile milli ziynet altınları, para hükmündedir.

TCK MADDE 198’İN GEREKÇESİ

Madde metninde paralara eşit sayılan değerler belirlenmiştir. Bu değerler, para değildir, ancak, bunlar da, herhangi bir devir ve ciro işlemine ihtiyaç bulunmaksızın, elden ele geçer ve gerektiğinde tediye vasıtası fonksiyonunu görürler; örneğin teminat olarak yatırılmaları olanaklıdır.
Hükûmet tarafından ihraç olunan bonolar, hisse senetleri, tahvil ve kuponların bu madde gereğince para gibi sayılmaları için başta gelen koşul, Bakanlar Kurulu kararı uyarınca çıkarılmış ve Devlet Hazinesinin borçlandırılmış olmasıdır. Bu itibarla kamu iktisadî teşekküllerince ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve hamile yazılı bulunan bonolar madde kapsamına girmez.

Yetkili kurumlar tarafından çıkarılan ve kanunen tedavül eden senetlerin madde kapsamına girebilmesi için, özel bir kanunla, ilgili kuruluşa kanunen böyle bir yetki verilmesi ve kuruluşlarca çıkarılan senedin kanunen tedavül etmesi yani kabulünün zorunlu olması gerekir. Bu gibi evrakı kağıt paralardan ayıran husus, kâğıt paraların altınla veya madenî parayla değiştirilmesi talep edilmediği hâlde, yetkili kuruluşlarca çıkarılan bu gibi evrakın ya ibrazında veya belirli bir vadenin gelmesinde madenî veya kağıt para ile değiştirilmesinin olanaklı bulunmasıdır.
Maddede ayrıca millî ziynet altınlarından söz edilmekle beraber altın paradan ayrıca bahis edilmemiştir. Gerçekten, ister millî ister yabancı altın para “para” olmak vasfını muhafaza etmekte yani ülkemizde veya yabancı ülkede kanunen tedavülde bulunmakta ise, bunun diğer paralardan farkı olmaz.

Altının borsalarda değer kazanması veya kaybetmesi yani altın paranın üzerinde yazılı nominal değerinden farklı bir kıymetle tedavül etmesi onun “para” olmak vasfına halel vermez. Buna karşılık, ülkemizde alınıp satılmakta olan ziynet altınlar, kanunen tedavül etmediklerinden “para” sayılmadıkları ve fakat bunların taklit veya tağyiri olanaklı bulunduğundan, bunlar hakkında son fıkraya ayrıca hüküm konulmuştur.

TMK MADDE 498

TCK MADDE 198 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay
8.Ceza dairesi

Esas : 2009/13979
Karar : 2011/10083
Karar Tarihi : 26.09.2011

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,
Ancak;
Bilirkişi raporları ile beyanlar arasındaki çelişkiler gözetilerek sanıktan ele geçen sahte altınların sikke veya reşat altını ve buna bağlı olarak da 5237 Sayılı T.C.K.nun 198. madde de belirtilen “Milli ziynet altınları” kapsamında olup olmadığının Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünden alınacak rapor ile saptanıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı biçimde eksik araştırmayla mahkumiyet hükmü kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 321 maddesi gereğince (BOZULMASINA), 26.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay
15.Ceza dairesi

Esas : 2014/19717
Karar : 2017/6160
Karar Tarihi : 15.02.2017

Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların işbirliği içinde müştekiye sahte olduğunu bildikleri altınları 10.000 TL değerinde satarak aldattıklarının iddia edildiği olayda, bilirkişi raporunda suça konu sahte altınların reşat altını olduğunun belirtilmesi karşısında, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış ise de,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 198. maddesinde yer alan, “Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile millî ziynet altınları, para hükmündedir.” şeklindeki düzenleme sebebiyle, milli ziynet altınları hakkında yapılan sahteciliğin, aynı Kanun’un 197/1. maddesi hükmü gereğince “parada sahtecilik” suçu kapsamında kaldığından, eylem nedeniyle mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup sanıklar müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 15/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.