TCK MADDE 151 MALA ZARAR VERME

1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
2) Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

TCK MADDE 151’İN GEREKÇESİ

Madde metninde mala zarar verme suçu tanımlanmıştır. Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır.
Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yokedilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir.
Söz konusu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikâyetine tâbi kılınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, mala zarar verme suçunun konusunun hayvan olması hâline ilişkin bir hüküm bulunmaktadır. Buna göre; başkasına ait bir hayvanın öldürülmesi veya işe yaramaz hâle getirilmesi yahut değerinde azalmaya neden olunması hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanacaktır.
Suçun oluşması için, haklı bir nedenin bulunmaması gerekir. Bu bakımdan, vahşî, yırtıcı, hastalıklı ve başı boş bırakılmış bir hayvanın öldürülmesi hâlinde faile ceza verilmeyecektir.

TCK MADDE 151 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi

Esas : 2019/1035
Karar : 2019/7458
Karar Tarihi : 25/11/2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 02/10/2018 tarih ve 2016/34-2018/356 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davadışı sigortalısı Tekin Ozalit…Ltd. Şti. tarafından Çin Halk Cumhuriyeti’nde mukim dava dışı Shangai Forest Packing Co Ltd isimli şirketten FOB Çin esaslı olarak 700 adet petek karton emtiasının satın alındığını, satın alınan emtianın konteynere yüklendiğini ve Ningbo Limanı/Çin’den Kumport Limanı/İstanbul’a konteyner içinde deniz yoluyla nakliyesinin davalı tarafından taahhüt edildiğini, emtianın varma limanı olan İstanbul’da ıslak ve hasarlı olarak müvekkili sigortalısına teslim edildiğini ve hasarın tutanak altına alındığını, yapılan ekspertiz sonucunda emtiada 3.091,27 USD bedelli hasar tespit edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin hasar bedelini sigortalısına ödeyerek sigortalının hasar sebebiyle doğan haklarına akdi ve yasal halef olunduğunu ileri sürerek 3.091,27 USD’nin ödeme tarihininden itibaren, devlet bankaları tarafından en yüksek oranda uygulanan faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili firmanın forwarder olduğunu ve sorumluluğunun bulunmadığını, taşımaya konu konteynerda hasar bulunmadığını, yüklemenin gönderici firma tarafından yapıldığını, süresinde hasar ihbarı yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; konişmentolar üzerlerinde “Shipper’s Load, Count and Seal” kaydının bulunduğu, konişmentoda mevcut bu kayıttan, söz konusu malların konteynere yüklenmesi, istifi, sayımı ve bilahare konteyner kapılarının mühürlenmesi işlemlerinin bizzat satıcı/yükleten “Shanghai Forest Packing Co. Ltd.” tarafından yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu durumda taşıyanın, konteyner içerisindeki yükler hakkında bilgi sahibi olmayacağı, FCL konteyner taşımacılığında, taşımacılığı yapan firmanın, konteyneri taşıma mutabakatı sonucu yükleyiciye tahsis eder ve malın yüklenme operasyonuna eşlik etmeyeceği, bu sebeple konişmento üzerine öncelikle “Shipper’s Stow, Load, Count and Seal” (malların konteynere yüklenmesi, istifi, sayımı ve bilahare konteyner kapılarının mühürlenmesi gönderene aittir) ifadelerini ekleyeceği, konteyner içinde oluşan yoğuşmanın konteynır içindeki emtiaya zarar vermesini engelleyici tedbirler alınması ediminin konişmentoya dercedilen “Shipper’s Load. Count and Seal” kaydı gereğince emtianın konteynere yüklenmesini ve istifini gerçekleştiren satıcı/yükletene ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi

Esas : 2019/739
Karar : 2019/7482
Karar Tarihi : 25/11/2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13/11/2018 tarih ve 2018/231-2018/406 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı Kurum vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, “İSTANBLUE” ibareli markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı …’nın 2012/48953 sayılı “İSTANBLUE TEMİZLİK” ibareli kötüniyetli marka başvurusuna yaptıkları itirazın YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, davalı adına başvurusu yapılan markanın müvekkiline ait marka ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, tescil halinde iltibasın doğacağını, davalının müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, müvekkilinin markasının zarar göreceğini, davalı ile müvekkil arasında bağlantı kurulacağını, müvekkilinin tanınmışlığı nedeniyle diğer mal ve hizmetler yönünden de koruma altında bulunduğunu, mal ve hizmetlerin ilişkili olduğunu ileri sürerek YİDK’nin 2014-M-7377 sayılı kararının iptalini, davalı adına başvurusu yapılan 2012/48953 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kötüniyet iddiasına ilişkin delillerin müvekkili nezdindeki itiraz aşamasında sunulmadığını, markaların farklı mal ve hizmetleri kapsadığını, 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesindeki şartların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; markalar kapsamındaki benzer mal ve hizmetlerde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının markalarının ayırt ediciliğinin kullanım nedeniyle yüksek olduğu, tanınmış marka oldukları, başvuru markasının tescili halinde davacı markasının tanınmışlığından haksız yararlanma ve ayırt edici karakterine zarar verme ihtimalinin bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının gerçekleştiği, anılan ibarenin kullanımında makul nedenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne YİDK’nın 2014-M-7377 sayılı kararının iptaline, 2012/48953 sayılı “İSTANBLUE TEMİZLİK” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Kurum vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay

  1. Ceza Dairesi

Esas : 2019/11180
Karar : 2019/14348
Karar Tarihi : 13/11/2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hırsızlık suçunun işlendiği pencerelerin koruma dış demirlerinin duvar içerisinden sökülmüş vaziyette olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, hırsızlık suçunu gerçekleştiren suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen suçu da oluşturabileceği anlaşılmakla, her ne kadar mala zarar verme suçundan kamu davası açılmamış ise de suça sürüklenen çocuk hakkında zamanaşımı süresi içerisinde, mala zarar verme suçundan işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 13/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.