TCK MADDE 113 KAMU HİZMETLERİNDEN YARARLANMA HAKKININ ENGELLENMESİ

Değişik madde ve başlığı: 6529 – 2.3.2014 / m.13
Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Bir kamu faaliyetinin yürütülmesine,
b) Kamu kurumlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında verilen ya da kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılmasına,
engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına saptanılmıştır.

TCK MADDE 113’ÜN GEREKÇESİ

Madde metninde kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi suç olarak tanımlanmıştır.

TCK MADDE 113 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi

Esas : 2017/16623
Karar : 2019/19109
Karar Tarihi : 16.10.2019

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti : Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan… Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğüne ait işyerinde 13.04.1998 tarihinden itibaren otobüs hat şoförü olarak çalıştığını, müvekkilinin … Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışmaları diğer davalı… A.Ş. üzerinden gösterilerek müvekkilin işçilik hak ve alacaklarının kayba uğratıldığını, oysaki müvekkilinin … Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğünce sınav ve eğitimlere tabi tutularak işe kabul edildiğini, müvekkilinin baştan itibaren … Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğü işçisi olduğunu, davalılardan… Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğü ihtiyaç duyduğu personeli talep üzerine ve/veya hizmet alım ihalesi yoluyla diğer davalı… Aş den temin ettiğini, davalılardan …Genel Müdürlüğü ve… AŞ arasında organik ve ekonomik bağ olduğunu, söz konusu şirketlerin… Büyükşehir Belediyesinin bağlı şirketleri olduğu, davalı şirketlerden …Genel Müdürlüğü hizmet alım ihalesi yoluyla diğer davalı… Aş den işçi temin ettiğini, işçilerin ne işe başlama safhasında ne de çalışması boyunca… AŞ ile hiçbir zaman işçi işveren ilişkisi içerisinde bulunmadığını, işe alınan personelin kıyafeti, görevlendirilmesi, çalışma saatleri, araç ve gereçleri ile her türlü ekipmanın …Genel Müdürlüğü tarafından sağlanıp belirlendiğini, davalılar arasında anlaşmalı olarak yapılan hizmet alım ihalesinin muvazalı olduğunu, asıl işverenin …Genel müdürlüğü olduğunu, araç temini, işin sevk ve idaresi, yönetim hakkı ile iş organizasyonunun tamamı üzerinde söz sahibi olan …Genel Müdürlüğü vasıtasıyla… Büyükşehir belediyesi olduğunu, davalılardan… Aş ‘nin ise sadece görünüşte işveren olduğunu, İzelman şirketinin ne işçiler üzerinde ne de iş organizasyonu üzerinde hiçbir söz hakkının bulunmadığını, davalı İzelmanın sadece işçilerin istihdamında davalılardan …Genel Müdürlüğüne işçi temini konusunda aracılık ettiğini, açıklanan nedenler ile davalılar arasındaki muvazaalı ilişkiyle müvekkilinin bütün işçilik hak ve alacaklarının kısıtlandığını, aylık ücret ve buna bağlı olarak gece çalışma fazla çalışma ücreti, genel tatil, ulusal bayram ikramiye alacakları yönünden zarara uğratıldığını, müvekkilinin… AŞ üzerinden çalışan gösterildiğinden … Genel İş Sendikasına üye yapılarak… Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğü çalışanlarının üyesi olduğu Belediye İş Sendikasına üye olmasının engellendiğini, bu yüzden imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin haklarından yararlanamadığını, hak ve yardımlardan mahrum bırakıldığı gibi aylık maaşınında … Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğü kadrolu diğer işçilerden oldukça düşük olduğunu, müvekkilinin aylık brüt maaşının 1.293,00 TL olduğunu iddia ile davalılar… AŞ ile… Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğü arasındaki hizmet alım ihale sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespit edilerek müvekkilinin baştan itibaren… Büyükşehir Belediyesi …Genel Müdürlüğünün işçisi sayılmasına, müvekkilinin işe başladığı tarihten itibaren …Genel Müdürlüğünün kendi işçilerine fiilen ödediği 150 TL aylık ücreti gece çalışma, fazla çalışma ücreti, genel tatil, ulusal bayram ücreti, hafta tatili ücretleri ile 6772 sayılı kanun kapsamında kamu işçilerine ödenen ancak davacıya hiç ödenmeyen ilave tediye alacağının davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı …Genel Müdürlüğü ile sendika arasında imzalanan ve davacının faydalandırılmadığı Toplu İş Sözleşmelerinden kaynaklanan ve davacıya hiç ödenmemiş vardiya tazminatı-risk-sorumluluk zammı, iş güçlüğü zammı, üretimi teşvik primi, ikramiye, bayram yardımı ve ikramiye alacağının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti : Davalılar vekilleri, davacının muvazaa iddiası ve taleplerinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.

Mahkeme Kararının Özeti : Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz : Karar süresi içerisinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.

Gerekçe : 1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre davacı işçi ile davalılar arasında ilave tediye alacağı uyuşmazlık konusudur.
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması hakkındaki kanun ile düzenlenmiştir. Kanun 1. maddesinde devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
A. İşveren kapsamı yönünden devlete ve ona bağlı olmak üzere,
Genel, Katma ve Özel bütçeli daireler,
Sermayesi değişen kurumlar,
Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
3460 ve 3659 sayılı kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi devlet kuruluşları,
Yukarıda belirtilenlerden olmayan diğer kurum, banka ve ortaklıklar olarak yasada açıkça belirtilmiştir.
3460 sayılı yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı yasa ise, banka ve devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu yasanın 1. maddesinde, kapsama giren kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.
Bu kapsamda yukarda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de kanun kapsamına alınmıştır.
Keza 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Sonuç itibari ile kapsam bakımından, devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.
B. İşçi yönünden kapsama gelince:
İş Kanunu kapsamına girsin girmesin, yukarda belirtilen devlet ve ona bağlı kurumlarda İş Kanunu’nun 1. maddesindeki tanıma göre işçi sayılan herkes bu alacaktan yararlanacaktır. Kanun, 4857 ve mülga 1475 sayılı İş Kanunu’ndan önceki İş Kanunu’na atıfta bulunmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu işçi tanımına 2. madde de yer vermiştir. Buna göre “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi” denir. O halde bir iş sözleşmesine dayanarak, yukarda belirtilen kurumlarda çalışan her işçiye ilave tediye ödemesinin yapılması gerekir.
C. Ödenecek ücret yönünde kapsam:
Maddenin son cümlesinde yukarda belirtilen işyerlerinde çalışan işçilere ücret sistemleri ne olursa olsun her yıl için birer aylık ücret tutarında ilave tediye ücreti ödeneceği belirtilmiştir. Devlet ve ona bağlı maden işletmelerinin yeraltında çalışan işçilere, ayrıca bir aylık ödeme dışında birer aylık daha ödemenin yapılacağı Kanun’un 2. maddesinde açıklanmıştır.
Kanun’un 3. maddesinde, işçilere her yıl için birer aylık (yeraltında çalışan işçilere her yıl için ikişer aylık) ilave tediye dışında, birer aylık ücret istihkaklarını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile aynı oranda bir ilave tediye ödemesi yapılabileceği belirtilmiştir.
Keza Kanunun Ek 1. maddesi ile ilave tediyelerin Toplu İş Sözleşmesi ile kararlaştırılması halinde buna sınır getirilmiş ve “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Toplu iş sözleşmesi ile yukarda belirtilen kurumlarda çalışan işçilere en çok iki ay daha ilave tediye ödeneceğinin kararlaştırılabileceği, bu miktar üzerinde ödeme yapılacağı şeklindeki düzenlemenin yasal sınırı aşan miktarda geçersiz olacağını kabul etmek gerekir.
Kanun, kapsam içinde olmayan ancak toplu iş sözleşmesi uygulanacak işyerleri içinde ek 2. madde ile bir sınırlama getirmiş ve kapsamda kalmayan işyerlerinde Toplu İş Sözleşmeleri ile en çok 4 aylık, yeraltındaki işyerlerin de ise en çok 5 aylık ilave tediye oranında ücret ödeneceği kuralına yer vermiştir. Ancak bu tür işyerlerinde Toplu İş Sözleşmesi ile kararlaştırılan bu tür ödemeleri ilave tediye olarak değil, akdi ikramiye olarak kabul etmek yerinde olacaktır.
Kanun’un 4. maddesine göre, ilave tediye alacağının ödeme zamanını, Bakanlar Kurulu belirler. Bakanlar Kurulunun kararı ile ilave tediye alacağı muaccel hale gelir. Ödeme zamanı belli taraflarca kararlaştırılmadığından, Borçlar Kanunu 101. maddesi uyarınca, temerrüt için alacaklının ihtarına gerek vardır. İlave tediye alacağı yasadan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekir.
Aynı madde de ilave tediye alacağının nasıl hesaplanacağı ve kesinti yapılıp yapılmayacağı belirtilmiştir. Buna göre aylık olarak bu alacağın hesaplanmasında, fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete dahil olan ödemeler dikkate alınmaz. Bu düzenleme nedeni ile ilave tediye alacağının bir ay için 26 gün üzerinden hesaplanması gerekir.
İlave tediye alacağından sigorta primleri kesilmez. Ancak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın 80/c ve 105. maddeleri uyarınca ücretin eki niteliğindeki bu ödeme, 01.10.2008 tarihinden itibaren sigorta prim kesintisine tabidir.
İlave tediye alacağı, ödeme tarihinde işçinin işinden ayrılmış olup olmadığına bakılmaksızın hak edilen yıl içinde o yerde veya aynı idare, teşekkül ve müesseseye ait muhtelif yerlerde geçmiş olan hizmetlerinin toplamı oranında ve son çalıştığı yerde ödenir. İşçi tam yıl çalışmamış ise, ilave tediye o yıl için kıstelyevm esasına göre hesaplanıp ödenecektir.
İşçinin ilave tediye alacağına, esas olacak çalışma süresinin hesaplanmasında iş sözleşmesinin devamı müddetine rastlayan yasal ve idari izinler, hastalık izinleri, hafta tatili ile ulusal, bayram ve genel tatil günleri, çalışılmış gibi hesaba katılır.
Somut olayda, emsal nitelikte kararlarla davalı …Genel Müdürlüğü ile alt işveren… A.Ş. arasındaki şoför alımına ilişkin sözleşmenin muvazaalı olduğu tespit edilip, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Bu doğrultuda davalı işyeri 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından davacının 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediyeye hak kazandığı konusunda tereddüt yoktur.
6772 sayılı Kanun Ek 1. Maddesine göre “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir.” Ek Madde 2’ye göre ise “6772 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan işyerlerinde çalışan işçilere toplu iş sözleşmeleri ile en çok dört, münhasıran yer altında çalışan işçilere en çok beş ikramiye ödenebilir.” hükmü getirilmiştir. Davalı işyeri 6772 sayılı Yasa kapsamında kaldığından, davacıya yılda dört tam maaş tutarında ikramiye verilmesi mümkün değildir. Davacıya 6772 sayılı Kanun gereği elliiki günlük ve toplu iş sözleşmesi gereği de en fazla iki maaş tutarında yevmiye verilebileceğinden toplamda yılda yüzoniki günlük ikramiye ödenmesi gerekir.
Davalı… A.Ş. işyerinde işçilere yılda yüzoniki günlük ücret tutarında ikramiye verildiğini iddia etmiştir. Yürülükte bulunan … Genel İş Sendikası ile… A.Ş. arasındaki Toplu İş Sözleşmesi 40. maddesinde Mart, Haziran Eylül aylarında otuzar günlük ve Aralık ayında yirmiiki gün ikramiye ödemesinin ilgili ayın ücretlerine ilave edilerek ödeneceği düzenlemesi mevcuttur. Eksik kayıtların getirtilerek ve bordrolardaki kayıtların incelenerek yılda yüzoniki gün yevmiye tutarında ikramiye ödendiğinin anlaşılması halinde davacının ilave tediyeye hak kazanmadığı kabul edilerek reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.