İŞLETMELER ARASINDA İLİŞKİLENDİRME İHTİMALİ İLTİBAS TEHLİKESİ YARATTIĞI

Özet : Uyuşmazlık; markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. Davalı tarafın 2010-52344 sayılı ….. ibareli marka başvurusuna davacı tarafın itirazı üzerine verilen diğer dava konusu 2013-M-4455 sayılı YİDK kararının iptali istemi yönünden ise, başvuru konusu marka ile davacının itirazına mesnet 2002/29398 sayılı “….. ibareli markasının asli unsurunun “…..” kelimesi ibaresi olduğu dikkate alındığında, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca davalı başvurusunda yer alan ”…..” ibaresi unsurunun işletmeler arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere başvuru konusu 36. sınıf hizmetler açısından iltibas tehlikesi yaratacağı anlaşıldığından aksi yöndeki kararın bozulması gerekmiştir.

T.C.
Yargıtay
11.Hukuk Dairesi

Esas : 2016/107
Karar : 2018/1240
Karar Tarihi : 20.02.2018

Taraflar arasında görülen davada …. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/02/2016 tarih ve 2015/210-2016/50 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2010/52344 sayılı….. unsurlu marka başvurusuna, müvekkilinin 2002/170491, 2004/12324, 2004/01430 sayılı ….l” unsurlu markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın,….. 2013-M-4455 sayılı kararlarıyla reddedildiğini, yine müvekkilinin 2010/68340 sayılı “….” unsurlu marka başvurusunun ise davalı şirket marka vekilinin 2010/52344 sayılı “…..+Şekil” unsurlu marka başvurusunu gerekçe göstererek yaptığı itiraz üzerine ….. tarafından KHK’nin 8/1 (b) maddesi uyarınca reddedildiğini bu karara yaptıkları itirazın ise T….n 2013-M-4858 sayılı kararıyla reddedildiğini, müvekkili şirketin …. nezdinde ….. asıl unsurlu birçok markanın sahibi olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğunu, ibare üzerinde öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, …. ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının çekirdek unsuru olduğunu ileri sürerek müvekkilinin itirazlarının reddine ilişkin 2013-M-4858 ve 2013-M-4455 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararlarının iptali ile davacı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili, iptali istenen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararlarının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamanı göre, 2013-M-4455 sayılı ….. kararı yönünden yapılan inceleme sonucu davalının “…..” ibareli 36. sınıftaki marka başvurusu ile davacının aynı sınıfta olan “….ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacıya ait diğer markalarının 36. sınıf mal ve hizmetleri kapsamadığı, bu nedenle davacı markları ile davacı başvurusu arasında 556 sayılı KHK 8/1 (b) maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı, 556 sayılı KHK 8/4 şartlarının bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddesi yönünden öncelik hakkı ve ticaret unvanına dayalı davalının marka başvurusunun reddi gerekmediği, kötüniyetin ispat edilemediği, bu nedenle anılan kurum kararının yerinde olduğu, 2013-M-4858 sayılı …..kararı yönünden yapılan inceleme sonucu davacının “….” ibareli 36. sınıfta yer alan marka başvurusu ile davalı firmanın “…..” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, bu açıdan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi kapsamında iltibas oluştuğu, davacının başvuru markasından 36. sınıfında yer alan “36.01 Sigorta hizmetleri. 36.03 Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. 36.04 Gümrük müşavirliği hizmetleri”’nin çıkarılması ve buna yönelik ….. yapılan itirazın reddi yerinde ve doğru olduğu, davacı tarafın 36. sınıfta yer alan …. markası ile başvuru markası arasında ayniyet söz konusu olmadığı, bu nedenle öncelik ve kazanılmış hak söz konusu olamayacağı, bu nedenle anılan kurum kararının yerinde olduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafın yaptığı marka başvurusuna davalı tarafın itirazı üzerine verilen 2013-M-4858 sayılı ….. kararının iptaline ilişkin talep bakımından davalı şirketin başvuruda öncelik sahibi bulunmasına ve ayrıca davacı adına tescilli 2002-29398 sayılı “…..” ibareli markasından dolayı müktesep hak iddiasının yerinde bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalı tarafın 2010-52344 sayılı ….. ibareli marka başvurusuna davacı tarafın itirazı üzerine verilen diğer dava konusu 2013-M-4455 sayılı YİDK kararının iptali istemi yönünden ise, başvuru konusu marka ile davacının itirazına mesnet 2002/29398 sayılı “….. ibareli markasının asli unsurunun “…..” kelimesi ibaresi olduğu dikkate alındığında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca davalı başvurusunda yer alan ”…..” ibaresi unsurunun işletmeler arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere başvuru konusu 36. sınıf hizmetler açısından iltibas tehlikesi yaratacağı anlaşılmakla, uyuşmazlığın bu çerçevede değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiş kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.