Hakaret Suçunda Uzlaştırma İle İlgili Yargıtay Kararı

Özet : Katılan kolluk beyanında uzlaşmak istemediğini belirtmiş ise de, hakaret suçundan uzlaşma teklif formu imzalatılmayıp uzlaşmanın mahiyeti ve sonuçlarının da açıklanmadığı, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında usule uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde sanık ve katılan arasında uzlaştırma işlemi yapılmadan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.

Yargıtay
18.Ceza Dairesi

Esas : 2020/968
Karar : 2020/7494
Karar Tarihi : 16/06/2020

“İçtihat Metni”

KARAR

Hakaret suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Develi (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2012 tarihli ve 2011/414 esas, 2012/133 sayılı kararın 05/07/2012 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 09/07/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Develi Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2019/246 esas, 2019/257 sayılı kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10/02/2020 gün ve 2019/17570 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmezden önceki haliyle de, anılan maddenin 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğunun anlaşılması karşısında, somut olayda sanık ve katılana soruşturma ve kovuşturma evresinde usûlüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik de nazara alınarak, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip, uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 253. maddesinde ;
(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a)Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b)Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1.Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2.Taksirle yaralama (madde 89),
3.Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4.Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5.Hırsızlık (madde 141),
6.Dolandırıcılık (madde 157),
7.Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8.Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.” şeklinde hükme yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda, sanık hakkında uzlaşma kapsamında olan TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçundan kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verildiği, katılan kolluk beyanında uzlaşmak istemediğini belirtmiş ise de, hakaret suçundan uzlaşma teklif formu imzalatılmayıp uzlaşmanın mahiyeti ve sonuçlarının da açıklanmadığı, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında usule uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde sanık ve katılan arasında uzlaştırma işlemi yapılmadan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.

SONUÇ VE KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-)Hakaret suçundan sanık … hakkındaki Develi Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarihli ve 2019/246 esas, 2019/257 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-)CMK’nın 309/4-b maddesi gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 16/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.