Velayet, boşanmada önemli bir konudur. Mahkeme çocuğun menfaatini üstün tutarak karar vermektedir. Anlaşmalı boşanmada da ebeveynler çocuğun velayeti konusunda uzlaşmalı, protokolde mutabakata vardığı şekilde düzenlemelidir. Hakim, tarafların uzlaştığı şekilde kararı verecektir. Ancak önemli olan durumlardan birisi ise anlaşmalı boşanma sona erdikten sonra velayeti kendisinde olmayan ebeveyn, çocuğun veya çocuklarının velayetini almak için her daim velayetin değiştirilmesi durumunda dava açabilecektir. Aile hukuku çocukların menfaatini öncelikli olarak değerlendirmiş olduğundan velayet konusunu kamu düzeninden saymıştır.
Çocuğun bakım ve gözetimi ihmal ediliyor, çocuğun sağlığı ve kişisel gelişimi tehlike altına girmişse velayetin değiştirilmesine uygun dava açabilecektir. Boşanmadan sonra çocuğun yaşam koşulları değişmiş ve velayetin değiştirilmesinde haklı sebepler öne sürülüyorsa velayet adına anne ya da babanın dosya açmasında bir engel bulunmamaktadır. Çocuğun idrak yaşında olması ve mahkemeden etkilenmeyecek iradede olması halinde velayeti alan ebeveynden çocuğu getirmesi kararı verebilir. Böylelikle çocuğu mahkemede dinleyerek velayete bağlı karar verebilir.
Anlaşmalı Boşanmada Velayet (Kız-Erkek Çocuğu) Babaya Verilebilir Mi?
Anne ve baba, müşterek çocuk ya da çocuklarının velayet hakkı konusunda uzlaşmaya varmış ise protokolde anlaştıkları şekilde düzenleme yapacaklardır. Duruşmada hakim tarafların velayet konusunda gerçekleştirdiği uzlaşmada, olağan dışı bir durum olması halinde duruşmada taraflara velayet konusunda taraflara soru sorarak konunun detayını soracaktır. Velayet kamu düzeninden ileri gelmektedir, hakim çocuğun menfaatine aykırı bir durum olması halinde protokol maddesi üzerinden değişikliğe gidebilecektir.
Anlaşmalı Boşanmalarda Babanın Çocuğu Görme Hakkı Ne Kadardır?
Taraflar velayet konusunda uzlaşmış olup çocuğun velayet hakkının anneye verilmesi konusunda anlaşmış ise protokolde baba ile çocuk arasında kişisel ilişki gün ve saatleri de belirtilecektir. Tarafların iş durumu, yaşantısı, çocuğun yaşı, okula gidiyor ise okula gidilen günler hesaba alınarak kişisel ilişki gün ve saatler takdirinde bulunulabilecektir.
Protokolde belirtilmemiş ise mahkeme tarafından gün ve saatler konusunda bir düzenlemede bulunulacaktır. Çocuğun yaşına ve okul durumuna göre hafta sonları, yaşı büyük ise yatılı olma kaydıyla gün belirlenecektir. Hafta sonu haricinde resmi ve dini bayramlarda da gün belirlenecektir.
Velayetin Düzenlenmesinde Dikkate Alınacak Hususlar
Evlilik devam ederken kural olarak ana ve baba tarafından birlikte kullanılan velayetin boşanma sonrasında düzenlenmesi hususunda hakim çok geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Velayetin düzenlenmesine ilişkin karar verilirken öncelikli olan ve hakimi bağlayan tek husus çocuğun menfaatidir. Bu noktada ana ve babanın anlaşmış olması da velayetin düzenlenmesine etkili olmayıp ancak çocuğun üstün yararına uygun görülürse anlaşmaya göre karar verilebilmektedir. Hakimler tarafından çocuğun üstün yararı değerlendirilirken çocuk ile ana ve babaya ilişkin birtakım ilkeler göz önünde bulundurulmaktadır. Velayetin düzenlenmesindeki amaç çocuğu yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan bu kapsamda çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, sağlık durumu, görüşü, ortamı, güvenliği gibi hususlar önem taşımaktadır.
Ancak velayetin düzenlenmesinde en önemli ölçü çocuğun yaşı olup gelişim psikolojisi verileri ışığında yaş gruplarına göre ana bakım ve şefkatine muhtaç olma kavramı üzerinde durulmaktadır. Bu kapsamda ortak velayet yönünde karar verilememesi halinde yerleşik Yargıtay uygulamasına değinecek olursak; meydana gelebilecek bir tehlikenin varlığı kanıtlanmadıkça 0-3 yaş grubundaki çocukların velayeti mutlak olarak anneye verilmelidir. Bu yaş grubundaki çocukların anne ilgi ve şefkatine ihtiyacı bulunduğundan çocuğun güvenliğini tehdit eder şekilde olmadığı sürece annenin yaşantısının da hiçbir önemi yoktur.
Zira bu yaş grubundaki çocukların annenin yaşantısını idrak edebilecek çağda olmadığı kabul edilmektedir. 3-6 yaş grubundaki çocukların ise annelerine olan ihtiyacı 0-3 yaş grubuna göre daha az olmakla birlikte yine de annenin yakınlığına gereksinimleri olduğundan anne yanında kalmasının çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceğine dair ciddi ve inandırıcı bir delil bulunmadığı sürece velayet anneye bırakılmaktadır. 6-12 yaş grubundaki çocuklar bakımından ana bakım ve şefkatine muhtaç olmaktan söz edilemeyeceğinden anne ve babanın imkanları ve çocuğun sorumluluğunu alabilecek durumda olmaları gibi koşullar ön plana çıkmaktadır. 12 yaşından büyük çocuklarda ise ana ve babaya ilişkin koşulların yanı sıra çocuğun eylemli olarak kimin yanında kaldığı hususu önem arz etmekte; ayrıca bu yaş grubundaki çocuklar genellikle idrak gücüne sahip olduğundan çocuğun kendisi de dinlenerek karar verilmektedir.
Velayet konusunda karar verilirken çocuğa ilişkin koşulların yanı sıra ana babanın özellikleri de önem teşkil etmektedir. Bu nedenle aile mahkemesi hakimi ana babanın çocuğu ihmal etmesi, çocuğu kaçırması, çocuğa şiddet uygulaması, sağlığı, davranışları, ekonomik durumu, mesleği ve yaşı gibi bir takım hususları göz önünde bulundurmak zorundadır. Çocuğun menfaati gerektiriyorsa hakim çocuğu vesayet altına da koyabilir. Ancak bunun için hem ana hem de baba yönünden velayetin kaldırılması sebeplerinden birinin bulunması gerekir.
Velayet Konusunda Çocuğun Görüşüne Başvurulması
Boşanma davasında veya velayetin değiştirilmesi davasında velayet düzenlenirken çocuğun velayetinin hangi tarafa verilmesini istediği konusunda yeterli idrak gücüne sahip ise kendisinin dinlenmesi gerekmektedir. Zira Çocuk Hakları Sözleşmesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi, görüşlerini oluşturma olgunluğuna erişmiş çocukların kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerine başvurulmasını öngörmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davasından Sonra Velayet Davası Açılması
Anlaşmalı boşanma davalarında toplum arasında bilinenin aksine anlaşmalı boşanma davasından sonra velayet davası açılabilmektedir. Velayet hususuna ilişkin mahkeme kararları kesin hüküm teşkil etmez. Anlaşmalı boşanma davasından sonra oluşan yeni koşullar sebebiyle velayet değişikliği davası açılabilecektir.
Anlaşmalı boşanmadan sonra velayet davası açılabilmesi için kanunda ya da Yargıtay tarafından belirlenen bir süre yoktur. Boşanma davasının kesinleşmesi sonrasında çocuğun reşit olmasına kadar geçen sürede istenildiği zaman velayet davası açılabilecektir. Ancak bu durumda yeni koşullar oluşmalı, değişiklik durumunda çocuğun üstün yararını lehine karar verilmesi gerekecektir. Anlaşmalı boşanma davası ile birlikte hemen velayet davası açılması çoğu zaman söz konusu olmamaktadır.
Zira velayet davasının açılabilmesi için yeni durumlar, yeni koşulların oluşması gerekmektedir. Bu hususu ispatlayan taraf velayetin değiştirilmesi davası açıp başarılı olabilecektir. Türk Medeni Kanunu madde 169 uyarınca “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekliolan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım vekorunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” demektedir. Bu sebeple taraflarca anlaşmalı boşanma gerçekleştirilemezse dava çekişmeli olarak gerçekleşir. Bu durumda hakim çocukların velayetine ilişkin en faydalı kararı vermelidir.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın