Şahsi Cezasızlık Sebepleri Nelerdir ?

5237 Sayılı TCK Madde 167 Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep

(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

MADDE GEREKÇESİ

MADDE 167.– İzlenen suç politikası nedeniyle, aralarında belli akrabalık ilişkisi bulunan kişilerin birbirlerinin malvarlığına karşı işlemiş bulundukları suçlardan dolayı cezalandırılmamaları kabul edilmiştir. Ancak, yağma ve nitelikli yağma suçları açısından bu şahsî cezasızlık sebebinden yararlanma kabul edilmemiştir. Şahsî cezasızlık sebebinin söz konusu olduğu durumlarda, ilgili kişinin sadece cezaî sorumluluğuna gidilemez. İşlenen fiil, suç oluşturma özelliğini devam ettirmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında ise, malvarlığına karşı işlenen ve birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî nedenler gösterilmiştir.

T.C.
YARGITAY
15.CEZA DAİRESİ

Esas : 2012/12300
Karar : 2013/1092
Karar Tarihi : 23.1.2013

• MALA ZARAR VERME ( Temel Ceza Tayin Olunurken Aynı Anda İşlenen Hakaret ve Yaralama Suçları Bakımından Hapis Cezası Alt Sınırdan Belirlendiği Halde Meydana Gelen Zararın Azlığı Sanığın Suçunu İkrar Etmesi Hususları Dikkate Alınmadan Alt Sınırdan Uzaklaşılarak Ceza Tayin Edilemeyeceği )
• AYNI KONUTTA BERABER YAŞAMAYAN KARDEŞİNİN MALINA ZARAR VERME ( İndirim Uygulanmadan Ceza Tayin Edilemeyeceği )
• KARDEŞİNE KARŞI YARALAMA SUÇU ( Sanık İle Katılanın Kardeş Olduğuna İlişkin Nüfus Kaydı Getirtilmeden Verilen Cezanın Artırılmasının Hukuka Aykırı Olduğu )
• YARALAMA ( Sanık İle Katılanın Kardeş Olduğuna İlişkin Nüfus Kaydı Getirtilmeden Verilen Cezanın Artırılmasının Hukuka Aykırı Olduğu )
• TEKERRÜR ( Hakaret ve Yaralama Suçlarından Hüküm Kurulurken Tekerrüre Esas Mahkumiyeti Bulunan Sanık Hakkında 5237 S.K. Md. 58 Uygulanması Gerektiği )

5237/m.58, 86, 151, 167/2

ÖZET : Mala zarar verme suçundan temel ceza tayin olunurken aynı anda işlenen hakaret ve yaralama suçları bakımından hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde, meydana gelen zararın azlığı sanığın suçunu ikrar etmesi hususları dikkate alınmadan yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini, sanığın mala zarar verme eylemini, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşinin zararına işlediği halde indirimin uygulanmaması, hakaret ve yaralama suçlarından hüküm kurulurken tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK`nun 58. maddesinin uygulanmaması, yaralama suçu açısından uygulama yapılırken sanık ile katılanın kardeş olduğuna ilişkin nüfus kaydı getirtilmeden, verilen cezanın artırılması hukuka aykırıdır.

DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Mala zarar verme, hakaret ve yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede;

Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.

Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.

Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.

Somut olayda; Sanığın kardeşi olan müşteki ile ortak kullandıkları alana misafirinin otosunu park ettiği bahanesiyle müştekinin evinin camlarını kırıp sinkaflı sözlerle hakaret ederek taş vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralamaktan ibaret eyleminin mala zarar verme, hakaret ve yaralama suçlarını oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,diğer temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1- Mala zarar verme suçundan 5237 Sayılı TCK`nun 151/1 maddesi gereği temel ceza tayin olunurken aynı anda işlenen hakaret ve yaralama suçları bakımından hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde, meydana gelen zararın azlığı sanığın suçunu ikrar etmesi hususları dikkate alınmadan yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini,

2- Sanığın mala zarar verme eylemini, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşinin zararına işlediği halde 5237 Sayılı TCK`nun 167/2 maddesinde öngörülen indirimin sanık hakkında uygulanmaması,

3- Hakaret ve yaralama suçlarından hüküm kurulurken tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 Sayılı TCK`nun 58. maddesinin uygulanmaması,

4- Yaralama suçu açısından uygulama yapılırken sanık ile katılanın kardeş olduğuna ilişkin nüfus kaydı getirtilmeden, verilen cezanın 5237 Sayılı TCK`nun 86/3-a maddesi gereği artırılması,

Bozmayı gerektirmiş,

SONUÇ : O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.