ORTAKLIĞIN SONLANDIRILMASINA İLİŞKİN PROTOKOLE AYKIRILIKTAN DOĞAN ZARARLARIN TAZMİNİ VE FAYDALI MODELİN DEVRİ İSTEMİ

Özet : Ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin protokol hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı iddia edilen maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkin olup, protokol hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı iddia edilen bu talep, genel mahkemelerin görev alanı içerisinde kalmaktadır. Oysa davacı şirket vekilinin diğer talebi faydalı model belgesinin davacı şirkete devri istemine yönelik olmakla, anılan uyuşmazlığa görevli mahkeme ise Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir. Davacı tarafın taleplerinden birinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği dikkate alındığında davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri bir ihtisas mahkemesi olup, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren belirli uyuşmazlıkların çözümü için kurulmuş özel mahkemelerdir. Hâl böyle olunca yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan direnme kararı onanmalıdır.

T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2018/546
Karar : 2018/1330
Karar Tarihi : 19.09.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki “tazminat ve faydalı model belgesinin devri” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul (Kapatılan) 23. Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizliğe dair verilen 27.12.2013 gün ve 2013/346 E., 2013/354 K. sayılı karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.06.2014 gün ve 2014/4527 E., 2014/11109 K. sayılı kararı ile,
(…Davacı vekili, davacı şirketin B. Grubu ve E. Grubu arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesi gereğince kurulduğunu, davalının içinde bulunduğu B. Grubu’nun, davacı şirketteki hisselerini E. Grubu’na devrettiğini ve bu sebeple ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin bir protokol düzenlendiğini, davalının anılan protokol hükümlerine aykırı davrandığını, bu sebeple maddi ve manevi olarak zarara uğraklarını ileri sürerek 59.434,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini ve anılan protokol gereği davalı adına kayıtlı olan, davacı şirkete devri gereken faydalı model belgesinin davacı şirkete devri ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dava konusu ihtilafın, faydalı model devir ve tescil işlemi ile bu kapsamdaki sözleşmeden kaynaklı maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olduğundan görevli mahkemenin fikri sınai haklar hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 17.04.2013 tarihli ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin protokol hükümlerine, davalının uymaması sonucu uğranılan zararın tazmini ve yine anılan protokol gereği davacıya devri gereken faydalı model belgesinin davacıya devri isteminden kaynaklanmakta olup, somut olayda 551 sayılı KHK’nın 146. maddesinde belirtilen nitelikte bir uyuşmazlık bulunmadığından davada genel mahkeme görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir…)
gerekçesiyle ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin protokol hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı iddia edilen zararın tazmini ve anılan protokol hükümleri uyarınca faydalı model belgesinin davacı şirkete devri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirketin B. Grubu ve E. Grubu arasında düzenlenen 11.03.2013 tarihli ortaklık sözleşmesi ile kurulduğunu, davalının içinde bulunduğu B. Grubunun, davacı şirketteki hisselerini E. Grubuna devrettiğini ve bu sebeple 17.04.2013 tarihinde ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin bir protokol düzenlendiğini, davalının anılan protokol hükümlerine aykırı davrandığını, müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, ihtarname ile TPE’nin resmî sitesinde … adına kayıtlı “priz yuvasına sahip kaldırım babası” adlı faydalı modelin müvekkil şirkete devrinin talep edildiğini, davalının sonradan söz konusu faydalı modelin benzerlerini kullanmak suretiyle protokole aykırı olarak faydalı modeli devretmeyi reddettiğini, tüm ihtarlara rağmen davalının tek başına usulsüz çek keşide ettiğini, bunun neticesinde şirketin icra takibine uğradığını, davalı hakkında çekte sahtecilik ve dolandırıcılık suçu sebebiyle şikâyette bulunulduğunu, bu sebeple davacı şirketin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek 59.434,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini ve anılan protokol gereği davalı adına kayıtlı olan, davacı şirkete devri gereken faydalı model belgesinin davacı şirkete devir ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece dava konusu uyuşmazlığın faydalı model devir ve tescil işlemi ile bu kapsamdaki sözleşmeden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğundan görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, kararın kesinleşmesini müteakip 2 haftalık süre içerisinde talep hâlinde dava dosyasının görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece davacı vekilinin talepleri arasında aynı zamanda davalı B. Reklam Hizmetleri ve Tic. A.Ş. adına tescil edilmiş olan 2011/13286 nolu “B.” markasının içinde ibare olarak yer aldığı “Priz yuvasına sahip kaldırım babası” faydalı modelinin müvekkili şirket adına devir ve tescilinin talep edildiği, ayrıca dava dilekçesinde anılan faydalı modelin davalı tarafça benzerlerinin de kullanılarak protokole aykırı davranıldığının iddia edildiği hususları nazara alındığında, davanın vasıf ve mahiyeti itibariyle FSEK kapsamında davalardan olup, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevinde bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı S. Sanatları Açıkhava Reklam ve Medya Hizmetleri A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin protokol hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı iddia edilen zararın tazmini ve anılan protokol hükümleri uyarınca faydalı model belgesinin davacı şirkete devri istemi ile açılan eldeki davada Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin mi yoksa genel mahkemelerinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davacı, davalıya karşı olan birden fazla talebini (alacağını) aynı davada birleştirebilir; yani birden fazla davasını aynı dava dilekçesi ile açabilir; buna objektif dava birleşmesi denir. (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.II, İstanbul 2001, s. 1496)
Objektif dava birleşmesi için birlikte açılan davalar (talepler, alacaklar) arasında herhangi bir bağlantı bulunması gerekli değildir.
Bir özel mahkemenin görevine giren dava, genel mahkemede başka bir dava ile birlikte açılamaz.
Buna karşılık, ihtisas mahkemesinin görevine giren bir dava ile Asliye Mahkemesinin görevine giren bir dava, ihtisas mahkemesinde birlikte açılabilir. Başka bir deyimle, objektif dava birleşmesinde birleştirilen taleplerden biri ihtisas mahkemesinin görevine girmekte ve birleştirilen talepler arasında bağlantı varsa bu taleplerin tamamı için özel mahkeme görevlidir (Kuru, s. 1498 vd.) .
Objektif dava birleşmesinde, terditli (basamaklı) davadan farklı olarak, talepler arasında aslilik ve ferîlik ilişkisi yoktur; her bir talep diğerinden bağımsız ve eş değerdedir; tahkikat aşaması, bütün talepler için ortaktır. Bu yüzden objektif dava birleşmesi, usul ekonomisine hizmet eder.
Mahkeme, bu talepleri ayrı ayrı değerlendirir, dava şartları her bir talep için ayrı ayrı belirlenir ve dava sonunda vereceği hükümde her bir talebi ayrı ayrı karara bağlar (Yılmaz, E.: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 753 vd.) .
Somut olayda davacı şirket vekilinin dava dilekçesindeki ilk talebi ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin protokol hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı iddia edilen maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkin olup, protokol hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı iddia edilen bu talep, genel mahkemelerin (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m.1,2) (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m.4) görev alanı içerisinde kalmaktadır.
Oysa davacı şirket vekilinin diğer talebi faydalı model belgesinin davacı şirkete devri istemine yönelik olmakla, anılan uyuşmazlığa 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin faydalı modele ilişkin hükümleri (m.86 vd., m.154 vd.) tatbik edilecektir. Bu hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesinde görevli mahkeme ise Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.
Mahkemece, dava konusu faydalı modelin benzerlerinin davalı tarafça kullanıldığı da iddia edildiği, bu nedenle de görevsizlik kararı verildiği belirtilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde davalının “priz yuvasına sahip kaldırım babası” adlı faydalı modelin benzerlerini kullanmak suretiyle protokole aykırı davrandığına yönelik iddiası, faydalı modeli devretmeme gerekçesi olarak gösterilmiş, bu eylem nedeniyle tazminat talebinde bulunulmamıştır.
Davacı tarafın taleplerinden birinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği dikkate alındığında 551 sayılı KHK’nın 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri bir ihtisas mahkemesi olup, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren belirli uyuşmazlıkların çözümü için kurulmuş özel mahkemelerdir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında uyuşmazlığın, ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin protokol hükümlerinden kaynaklandığı, genel mahkemelerin görevli olduğu, bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüşse de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı S. Sanatları Açıkhava Reklam ve Medya Hizmetleri A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (8,20 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-3. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.09.2018 gününde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.