Kamu Kurumu Aleyhine Nitelikli Dolandırıcılık

Özet :
a. 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik hükmolunur.

Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içerisindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu denetime olanak sağlayacak şekilde yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesiyle yetinilmesi halinde bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe sayılamayacağı cihetle, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile üst sınırdan ceza tayini,

T.C.Yargıtay

1.Ceza Dairesi

Esas No : 2015/8479
Karar No : 2015/5327
Karar Tarihi : 19.11.2015

A-) Tüm sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerle, sanık …. dışındaki tüm sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede;
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklar …..ve ……’a yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun Yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği,
-Sanıklar …… , …… ve ………..’in “resmi belgede sahtecilik” suçu yönünden elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı,
Dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan; katılanlar vekili ve sanık ….. müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin tebliğnamedeki istem gibi ONANMASINA,

Avukat Aziz Cihan KAÇIRAN - Gaziantep ACK Avukatlık Ofisi Gaziantep Ağır Ceza Avukatı Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Avukatı

B-Sanık …….. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
1-Katılan kurum ile sözleşmeli ….. Eczanesi sahibi sanık tarafından kuruma fatura edilen reçetelerde yer alan A. 20 mg 30 tablet adlı ilaca ait küpürlerin sahte olduğu, bu reçetelerin birçoğunda yazılı ilaçların sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin atılı bulunan imzaların bu kişilere ait olmadığı, eczacı sanığın çeşitli sebeplerle eczanesi tarafından borç adı altında verilen ilaçların reçetelendirilmesi amacı ile sigortalı ya da yakınına borç ilaç listesi düzenlediği, küpür verdiği, bu listelere aslında sigortalıya teslim edilmemiş A. 20 tablet adlı ilacı da eklemek sureti ile reçete düzenlediği ve sahte küpür yapıştırarak kuruma fatura ettiği, eczanede çeşitli sebeplerle karneleri alıkonulan sigortalılar adına sigortalının tedavisine dayanmayan reçeteler düzenlediği veya düzenlettiği, doktor tarafından düzenlenen reçeteye doktorun bilgisi dışında A. 20 mg 30 tablet adlı ilacı eklemek suretiyle oluşturduğu ve ekinde sahte küpür yer alan reçeteyi kuruma fatura ettiği, sigortalının reçetesinde yer alan ilaçlar yerine muadil olarak A. 20 mg 30 tablet adlı ilacın verildiği görüntüsü oluşturarak sigortalıya teslim edilmeyen fakat kuruma fatura edilen A. 20 mg 30 tablet adlı ilaca ait sahte küpür eklediği, sahte sağlık raporu düzenleyip reçetelere söz konusu ilacı yazdığı iddia olunmakla; sanığın suçlamayı kabul etmemesi karşısında,gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından; katılan kuruma fatura edilen reçetelerde bulunan A. 20 mg 30 Tablet adlı ilaçları aldığını beyan ettiği özellikle İstanbul Göztepe’de bulunan ….. Eczanesi ve ilaç depolarından söz konusu sahte küpürlü ilaçları veya gerçeklerini satın alıp almadığı, almış ise miktarı, suç tarihine kadar kaç adedini sattığı, gerektiğinde karşıt inceleme yaptırılarak bu işyerlerinin ticari defterleri ile muhasebe kayıtlarının karşılaştırılması, ayrıca suça konu sahte sağlık raporlarındaki imzaların bu raporda isimleri geçen doktorlara aidiyeti ile reçetelerdeki eklenen bölümlerin sanığın eli ürünü olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a.5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik hükmolunur.

Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içerisindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu denetime olanak sağlayacak şekilde yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesiyle yetinilmesi halinde bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe sayılamayacağı cihetle, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile üst sınırdan ceza tayini,

b.5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 342/1, 80. maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 204/1, 43 ve 53 maddeleri uygulanarak bulunacak sonuçların karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilleri ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın

Yazımızı Beğendiniz Mi?

Call Now

Scroll to Top
WhatsApp
Avukata Soru Sor
Merhaba, daha fazla bilgi için, konusunda uzman avukat uygun bir ücret karşılığında size yardımcı olup yol haritanızı çizecektir.